bu adamlar gerçek değil

imge

im

bıraktıkları iz kadar önemsiz


şehrin çıkmaz sokaklarında

kaybolan

o

saplantılı neşeleriyle ölüler


düşündükçe boğuluyor

aşka

tasa

aynıların kibirli yalnızlıkları


git gide benziyor

neye?

bilinmez

sevgilerin sahtekarca boyanması


ama kuşlar, kalabalıklar, yansımalar

nasıl?

üç vakit

düş, parlak bir yıldızın ölü ışığı boşlukta


buldum dediğim an

orada

dingin

ben konuşamam konuşkan insanlarla


bu kadınlar da gerçek değil

ses

ton

düzensiz bir nota düzeni


herkes ne zamandır burada

kaos

tanrı

ve kalabalıklara taşan içsel cehennemim


kendi içime doğru kazarak ilerliyorum

böcekler

yılanlar

başkalarının kemikleri

kazarak

kanatarak...