Havladı köpek, geldi koşarak
Dili dışarıda, yaklaştı kediye.
Sakındı kendini salyalardan pisicik,
Yaladı patisini ve sordu memnuniyetsizce:
-Nedir seni heyecanlandıran? Ne oldu yine?
Nerede kelebek gördün de geldi neşen yerine?
Oturdu köpek, baktı kediye bir şöyle,
Başladı homurdanıp söylenmeye:
-Senin gibi uyumadım tüm gün ağaçta,
Asmadım suratımı, çıkarmadım pençelerimi.
Sahibim eve geldi, ne mutluyum anlatamam!
Sanki yıllar oldu çıkıp gideli.
Kedinin titredi bıyıkları, kaldırdı başını.
Küçümseyerek baktı, iğrenerek kalktı.
Köpeğe döndü ve şöyle miyavladı:
-Başımı sevdi diye kimseye minnet edemem.
Akşam aç uyudun, hiç mi gelmez aklına?
İki gün olacak yalnızsın, insan görevini bilmiyor.
Göbeğini kaşıyor diye ona uşaklık ediyorsun.
Köpek hırladı, sağa sola zıpladı.
Kaşlarını çatarak dişlerini çıkardı:
-Hiç de bile! Sen ne anlarsın sadakatten?
Sahibim beni seviyor, yavrusu gibi bakıyor.
Unutmuş işte yemek vermeyi, ben de unuttum gitti.
Bir lokma mamanın hesabını yapan pis kedi!
Kedi baktı yan yan, yaladı öbür patisini.
Derin bir iç çekti ve şöyle dedi:
-Safsın be köpecik! Bu kadar iyilik de fena.
Biraz gör gerçekleri de ezdirme kendini.
Baktın işler böyle, topla tası tarağı,
Kovala sokak sokak hürriyetini, tıpkı benim gibi!
Köpek biraz inledi, kediye anlayış gösterdi.
Zor zamanlar geçirmişti karşısında duran pisi.
Kedi biraz düşündü, haklı buldu köpeği.
Koşulsuz sevginin en iyi örneğiydi kendisi.
Sessiz kaldılar bir süre, baktılar birbirlerine
Koklaşıp söz verdiler, kendilerine dikkat edeceklerine.