Bu aralar sanki bütün duvarlar üzerime geliyor gibi hissediyordum. Hayatımın güneşli yönlerinden ziyade, bütün karanlık tarafını netlikle görüyor ve kendime yalnızca negatif eleştiriler veriyordum. Bu gittikçe hayatımda yer edinip yoksa söylenen bir insana mı dönüştüm diye kendi kendime sorular sorarken, berbat rüzgarlı ve kapalı havada hayatımda bir şey değişti.

Eskiden çok yakın arkadaşım olan ama artık görüşmediğimiz dostum, benim için minik bir iyilik yaptı. Aslında çok basit görünüyor. Hadi başa alalım.

Eski yakın arkadaşıma böcek diyeceğim ki çünkü hayatımdan giderken yaptıklarıyla hak ettiği lakabın bu olduğunu düşünüyorum. Motor aldıktan sonra gücüm yetmediği için motorun sehpasını açamıyorum. Belki çok komik görünüyor ama ne kadar denediysem öğrenemedim. Böceğin de ailesi benimle aynı apartmanda yaşıyor. Motorun tekerleklerinin sağlığı için park edildiği zaman sehpasının açılması gerekiyor. Bende böcekten arada aileni ziyarete geldiğin zaman yapabilir misin diye sormuştum. O da ters bir cevap vermişti. Hayatımın son dönemlerinde artık böyle şeylere takılmamayı öğrendiğim için, tamam deyip geçtim.

Ama bana hep büyülü hissettiren bir şey oldu. Ne zaman hava kötü olsa veya motorum uzun süre kapının önünde park halinde kalsa hep bir şekilde sehpasını açık buluyorum. Ve mahallemde ki kimse motoruma dokunmuyor. Biraz aile çevresi gibi düşünebilirsiniz. Aslında bu böceğin bana, sonumuz kötü bitmiş olabilir ama bu sevgimle alakalı değişen hiç bir şey yok deme şekli.

Yine berbat geçen hafta, üstüme gelen duvarlar ve hiç bir şey yoluna girmeyecekmiş hissiyle uyandım. İşe gitmek için aşağı inip, motoruma bir gittim ki, sehpası açılmış. Dünyanın en küçük hareketi günümü hiç olmadığı kadar güzelleştirdi. Çünkü her şeyin kötü gittiğini hissettiğim zamanlarda, eskiden çok sevdiğim bütün kötü kavgalarımıza rağmen özlediğim böceğin beni de merak ettiğini biliyordum. Onun bu hareketi, bak seni hala seviyorum demesi kalbimde mutluluğa sebep oldu.

Bazen hayat ilişkilerimizi yıpratabilir, karşımızda ki insanın hiç görmediğimiz yönlerini o anlık durum karşısında görebilir ve beğenmeyebiliriz. Öyle ki, hayat eğer olacağı yoksa öyle bir noktaya getirir, işleri o kadar zorlaştırır ki, en büyük savaşçılar bile vazgeçebilir, sonunda yenilmeye mahkum olduğunuz savaşınıza dönüşür. İşte böcekle olan dostluğum da tam olarak böyleydi. Belki başka bir yazı da onu da uzun anlatırım çünkü hikayemize böyle bir borcum var gibi hissediyorum. Ama konumuza dönecek olursak, sizi sizden daha iyi tanıyan minik hareketlerle ne demek istediğini anladığınız birilerinin etrafında olması, sizi hala hiç görmediğiniz hatta iletişimde dahi olmadığınız zamanlarda gülümsetebilmesi bence çok özel.

Yarattığı etki?

Haftalardır babamın canını sıkan hastalığı için doktora göründüğümüz zaman, babamla sonunda konuşacak gücü buldum. Ona sıkı sıkı sarıldım, gülümsedim. Kardeşime sıkı sıkı sarıldım. Üstelik yolunda gitmeyen işlerimi, en azından bir ucundan tutup toparlamaya başladığımı hissettim. Yani küçük incecik bir davranış, kafamda esen kara bulutları dağıttı sonunda.

Dağılan kara bulutlar da ailemin, hastalarımın ve iş arkadaşlarıma aynı pozitif etkiyi yaratmama vesile oldu. Ve böylece minicik bir dalga işte böyle benimle birlikte etkileşimde olan hayatlara da güzelce dokundu. Sizin kelebek etkiniz nedir?