Bu imtihana kaç sayfa daha paralanır, ölüm paydaşlarını haklı çıkartır mı dersiniz?
İyilikten seferi ben, bu yolculukta hep mahzenlerime kapanırım.
…
Parmaklar ardında bu kelimelerime fısıldarım, ben söylerim onlar acı acı gezinir bu kabuk yaralarda, pıhtı yer mi edinir bu açık yaraya,
hangi cambaz oynatır bu iplikten kelimeleri, yoksa sarmal olup düğüm düğüm mü çıkar ağızdan?
….
Bir iken iki olmak kavgasıdır bu hayat şarabı. Boğazı yakar, imtihan der pare pare mayhoş oluruz. Sırrına ermek bu harbe, devaya…
….
Bu gece sümbül olup cihandaki bütün çatık kaşların sofrasına oturma ahvali canlanıyor gözümde.
Sepeblerini kulak kulak dinleyesim ağız ağız konuşasım var.
…..
Kayıplarına ortak olmak, bu sığlaşmış ceremeye bir kelime daha örmek istiyorum. Beti benzi atmış bu yılgın sofralarda çehreler hangi suretle betimlenir öğrenmek istiyorum.
…..
Öteki dünyamdaki seraplara böyle su olmak. Bu sonlukta bir ebedilik bahşedilecekse kelimelerime hangi derde yanıp yakılasım varmış öğrenmek istiyorum.
….
Hangi sanatla, kaç şiirle temyize çıkar adım bilmek istiyorum.
Kötülüğün zimmeti metruk geçmiş hatırlanır mı, beyaz perdeyi anımsatan o beyaz örtü ceplerinden bir sır verir mi bize?
…..
Ne tiyatral bir inziva değil mi?
Bu hayat perdesi ölümüne açılıp kapanırmış, seyirci değişiyor sürekli , yaş alanlar yeni tiyatrolara doğru yol alıyor, oyun aynı sahne aynı…
…
Tekerrür ruhlar tekerrür bedenler başka yolun yolcusu koşar adımlarla.
Acım acım diye inlemek…
İrin irin taşıyorum bu sahneden , bu son kasvetli geceymiş gibi yaşamak, düşünürken ince ince bu yol boyunca…
….
Bir durak daha , bir durak…
Pörsük pörsük anılar son dinginliğini kelimelerine borçlandırmak ister.
Bu hayat havı aldığına bir kargaşadan ibaret, tavında dövülür insan “Hammış, pişmiş, yanmış.”
……..
Ey meczup budur var olmak cesareti, ab-ı hayat sana fayda gözetmeyecek bir sebeple gelecek.
Bu dünyada kaç kemmiyet edersin düşün, düşün ki ruhun bir önemle iştigal olsun.
Def et parmaklar ardında yaşadığın merhale merhale hercai nefsini
..
Ruhunda bir irtica görüyorum gerisin geriye geldiğin o pervasız cenine dönmek ne…?
Doğuşunda kelimelerinle vaftiz mi edildin, bu sebepten günah çıkarmaların neyin nesi?
Bu muhasebe sen nefes aldıkça devam edecek…
…………….
Talihliysen artık bu vicdan yoluna yolun düşmez yoksa kelimeler ruhuna hep urba olur öylece dövünür durursun.
………………..
