Evet arkadaşlar, kendimizi keşfetme, tek başınalığı çözme yolumuza hız kesmeden devam ediyoruz. Daha önceden de anlatıldığı, benim de bahsettiğim gibi, ne yapıyoruz? Öncelikler sırasında ilk maddeye kendimizi yazıyoruz. Yani merkeze başkalarını değil de kendimizi alıyoruz. Basit gibi durabilir ama çok da kolay değil, hele ki alışagelmiş olduğunuz bir durum değilse... İlk madde bu, peki diğer maddeler nedir? Hayır demeyi öğren, kendini sev, bedeninle ruhunla ilgilen, tek başına eğlenebil... Aslında ilk maddeyi halledebildiğimiz zaman diğerleri de domino taşı etkisi ile hallolur.
Kendimden örnek vermeye devam edecek olursam bu değişim yolculuğum bazen keyifli bazense sancılı geçiyor. Hatta çoğu zaman sancılı. Çünkü bünye alışık değil kendini merkeze koymaya. İlk madde biraz zorlasa da ufak ufak demeden bir şeyleri halletmeye çalışıyorum. Kendimi seviyorum. Evet, kendimi çok seviyorum. Kendimle, ruhumla, bedenimle ilgileniyorum. Bir şeyi yapmak için yapmıyorum, ona özel zaman ayırıp ilgilenerek yapıyorum. Her gün tüm kalbimle kendime sarılmayı ihmal etmiyorum, ihmal etmiyorum da bazen kafamın içindeki ses susuyor değil. Hepinizde olduğu gibi benimki de susmuyor. Boş iş, saçma sapan şeylerle uğraşma vs. deyip yolumdan döndürmeye çalışıyor. O sırada ne yapıyorum peki? O sese uyup dibi boylamayı beklemek yerine direkt sevdiğim bir şarkıyı açıp hayal kurmaya başlıyorum. Müzik ruhumu besleyip kurduğum hayaller de beni motive ettiği için geri vites yapmadan kaldığım yerden yoluma devam ediyorum. Her gün mutlaka müzik dinlerim. Kitap okumayı aşırı derecede seviyorum ama nedense bir türlü vakit ayıramıyorum. Ona da şöyle bir çözüm buldum, her gün on sayfa okuyacak şekilde ayarlıyorum kendimi. Bu on sayfa her gün katlanarak artacak ve sene sonunda yüzlerce kitaba ulaşacak.
Bunları yavaştan yapmaya başlayın; önce ruhunuzu besleyin, kendinizi sevin. Bundan sonraki adımınız ise tek başınıza bir kafeye, tiyatroya veya sinemaya gitmek olsun. Kısacası tek başınıza kalabalık bir ortamda uzun süreli bir etkinlik yapın. En başta korkup çekinebilirsiniz ama korkmayın. Bir önceki yazımda da belirttiğim gibi ilk olarak bir kafeye gidip yazı yazdım ve tedirginliği üzerimden attım. Bir sonraki adımım ise tek başına tiyatroya gitmek oldu. İnanır mısınız baya keyif vericiydi. Ortama bakınca herkes mutlaka yanında biriyle gelmişti Bir onlara baktım bir kendime ve kendimle gurur duydum. "Başardın ve başarmaya da devam ediyorsun güzel kadın." dedim.
Bunları belki birilerinize ilham olur diye paylaşıyorum çünkü bu hayatta kimse kimsenin karşısına sebepsiz çıkmaz. Şu an bu yazıyı okuyorsan mutlaka bir anlamı vardır güzel insan.
Haydi o zaman bu değişim yolculuğunda benimle misin?