Sağır yalnızlığın

Kuytusuna saklanmış

İçindeki tomurcuklar

Kan kırmızı ıssızlığın

Sesi yok

Sabaha umut mavi değil

Gün karadan da koyu bir renk

Kalp atışları güçsüz

Dayanmıyor artık beden

Kafası başka yüreği başka yürüyor

Çekincesi olmadan


İstese de tutuyor onu

Kirli sonla biten

Anımsadığı hüzünlü öykülerin çığlıkları

Geleceği geçmişi karışmış

Işıkları sönük bir günde

Yalnızlığını gömdüğü kentin

Çıkmaz sokaklarında yürüyor


Ve hayat gülerek bekliyor köşe başında

Seçmeli sorular

Aklına düştüğünden beri

Tutuyor rüzgar kollarını

Yağmur usulca yağıyor

Bekleyen yüreği üzerine

Nefret etse de ayrılıklardan

Soluk almadan diriltiyor

Yaşatmak için yalnızlığını


Umutlarından artakalanlarını

Sığdırıp elli yıllık bir bavula

Konuşmuyor artık

İki közlü dilin kopardığı fırtınaya

İtiraz etmeden itiraf ediyor

Bir ihtimal de olsa

Üşüten geçmişin

Tutuşturduklarını

Ne çok çoğalmış meğer

Kendi içinde bir aşkın yalnızlığı