Düşünüyorum da sanki artık yokuz, henüz yok olmamış da olabiliriz elbette. Eskiden çiçekler sanki biraz daha renkliydi, yaşlı amcalar, yaşlı teyzeler daha tahammül edilebilir ve tatlıydı. Eskiden insanların fikirlerini hakikat gibi dinler, merak ederdim. Şimdi her şey yalan ve gerçekliğe uzak gibi. İyice düşününce aklıma geliyor, soruyorum kendime: Bu insanlar hakikaten neden yaşıyor? Yok oluşun ne olduğunu bilmeyen benlikler varoluşun o tatlı anlamsızlığı ve en azından bana işkence gibi gelen belirsizliğini, anlamlandıramadığım bir biçimde anlamlandırmış gibi. Üstüne üstlük yıllarca yokluğa, yok oluşa bir alternatif arayıp milyonlarca seçenek oluşturmayı ve bunlara inanıp yaşama işini çözmüş gibiler. Belki de bu yüzden, insanlar bana son zamanlarda seri üretim yapan, birbirinden birazcık farklı olan fabrikalardan çıkıyor ve yaşamaya başlıyor gibi geliyordur. Bazen bu gri renklerin içinde, ruhu olmayan, özü olmayan milyonlarca insan görüyorum, her şeyin bu kadar basit olabilmesini aklım almıyor. Dünya, yaşam, hayat, sanki bu kadar hafife almamız gereken bir şey değilmiş gibi benim nazarımda. Mesela bir muz ağacının meyvesi, ağaçta büyür yetişir, sonra biri kabuğunu bir güzel soyar, ağzına atıp ham yapar. Muzun burada hikayesi bitmiştir. Devam da edebilir elbet o kısım şu an çok da önemli değil. İnsanların hayatları da muzun hikayesine benziyor biraz. Genelleme yapıyorum, çok takılmamak gerek güzel istisnai durumlara. İşte ana dediğimiz ağaçta bizim evlat dünyaya biletini alıyor, doğuyor vesaire vesaire. Eğitim al, iş öğren ondan sonra bir işe gir para kazan, evlen, yaşa biraz daha, sen de birkaç meyve ateşle dünyaya, sonra gir mezarına uyu, arkandan gelecekler zaten.
Böyle düz, böyle saçma iş olur mu ya? Ne oldu abi bizim günbatımında şarap yudumlayıp şiirler okuma hikayemize, gökyüzüne hani yar dediğimiz biri ile bakıp bakıp hayal kurma hikayemize ne oldu, ne olacak böyle. On iki saat çalış her gün,
pazar yazarsın o hikayeyi işte, gerçi iş işten geçince o da olmuyor.
Her neyse...
Sözüm o ki bu insanlar bence robot, sanki çok az hikayenin asıl kahramanları ve başrol oyuncuları varmış gibi dünyada, aklımın alası gelmiyor insanlığın şu duygusal evrimi, fikir ve düşüncelerinin evrimi, daha önceden de aklım almıyordu, sizinki alıyor mu sorayım dedim.
Giz Dün
2023-08-25T01:23:52+03:00Teşekkür ederim. Umarım böyle konuşma imkanımız olursa hayal kırıklığı yaratmam.🙏
Faruk İstemi
2023-08-19T00:55:05+03:00Anlaşılıyor ki çok dolu bir arkadaşsın. Dilerim bir gün sohbet etme şansımız olur dostum. Ve söylediklerinde haklısın.
Giz Dün
2023-08-19T00:11:11+03:00Evet, muzun ağacını es geçtim, insanlar doğum hikâyesini de görmezden geliyorlar. İnsanlar doğuruyor, sonra o çocuk, evde yetişiyor, ondan sonra da bir tanesi, sonra da pisliğin birisi gelip çocuğu öldürüyor. Yani, gerçekten de hayatta hiçbir şeyin kıymeti bilinmiyor.
Bu arada son zamanlarda şiir okuyup gün batımını izleme olayı var ya... millet artık çalışmaktan, stresten onu da doğru düzgün yapamıyor. Uzun şeyler yapmak, tadını çıkarmak istemiyor kimse, kısa olsun, hemen neşeleneyim, insanlar zaten TikTok videosunu ondan istiyor ya, kendilerine ayıracak un ufak vakitleri kaldı ve kimse kendisine vakit ayırmaya meraklı değil. Herkes bir uyum sağlama derdinde. Ve bunu yaparken de parayla hava atmayı seçiyorlar. Bu yüzden de samimiyeti arayanın işi zor. Ve herkes samimi olsaydı, kafalar şimdiye bayağı zorlanmış olurdu çünkü robot olmazdık ya, her kafadan değişik bir konu çıkardı.
Ayse
2022-07-22T10:25:32+03:00Günümüz özeti diyebileceğimiz bir yazı olmuş kaleminize sağlık