pembe çakmağım, arjantin bardağım ve içinde hamuruma ve aileme fazlasıyla ters arpa suyum.

buraya nereden geldim bilmiyorum fakat varacağım yerin burası olmadığına eminim.

ben nirva!

hep gülmek zorunda bırakılmış asık suratı hor görülmüş, türlü yakıştırmalarla kendini bu yaşına kadar bulamamış kız çocuğu.

dışardan dağ, içerinde kum tanesi.

hep yetişilmeye çalışılan hayat benim peşimden koştu yıllarca, şikayetçi değilim aksine ben bu beni hayranlıkla izlettim.

her defasında gücüm sorgulandı, her seferinde bu bedene bunları nasıl sığdırdığım.

hiç şikayet etmedim, sırtlandığım benliğim benimmişcesine savundum,

ama ben değildim, ben bu değildim yeni yeni anladığım otuza varan yaşlarım acımadı bana. tokan gibi inen nirva fısıltısını çığlığa dönüşmeden bilmeyi ne çok dilerdim.

lakin olsun, memnunum.


bu gece tanıştığım benliğim, akıp temizleyecek her şeyi, hoş geldin nirva!


iyi ki🤍