Kırık bir eylül acısı alçıya alındığı an
Vurunca kös, ağyarı aşktan
Ulus’tan Opera’ya süzülen şehrin
Güvercinidir ellerin
Ve benim bu taklacı şairliğim yok mu
Teraslarda anlam arar sensizliğe
Çocukluğunda koca bir tekerlek
Sallandığı dut ağacına özlem
Nereden bakarsan bak gözdür bu
Önüne hep özlemler durur
Önünde bir
Sonunda
Ama yine de
Bulanayım ben
O toz ki topraktan razı, çamuruna küs
Kaburgamdaki çiçekten yakıştırılan
Benzediğin kadar Havva’ya
Suya düşürülen toprak
Defineye sır harâbe içimde
bulunayım.
Ben ki yağamamaktan yorgun kümülüs
Yüzülmekten korkan deniz ve derisinden üzerim
Sığlardan haz etmem, göğün yedisinde yüzerim
-Çünkü ben arayana değil
Bulanayım, böyleyim-
İçsiz bir ceviz kadarsa hayat
Bil isterim;
Ekmeğim bayat
Kahvem soğuk
Ellerim buz
Sözlerim çok
Âh alanı bin
Vâh edeni tok
Yollarım bir
Gözleyenim yok
Bir kırık kulp, bin acı, iki yalnızlık şuram
Tuzlu meltemler hasretinde
Tuttun nereye sürdün beni
İki yalnızlık diyorum
-sayılmasa da-
Tam da şuramda..
26Eylül’23
Mirza Şâmil.
Mirza Şamil Sözal
2023-11-27T20:28:37+03:00Foto: 11/11/23 17:20- Ulus/Ankara