Bulutlu bir günde Ortaköy’de bir binanın
üçüncü katındaki tuvalette kırılmış bir fayans
Denizin sonu.
Kırılmış kalplerin parçalarını biriktirdiğimiz
kırık fayans üstündeki kırık kavanoz,
kumların sonsuzluğu
Parçalarımı avuçlayıp bir pazar sabahı çöpe at.
Çöplüğün ortası
Çöpçünün küçük kızına beğendiği bez bebek solmuş
Ortaköy’deki fotoğraflarımız gibi.
Biz,
Biz hiç yokmuş
çöplükte yenilik aramak gibi.
Çöpçü bebeği temizlemeden vermiş
kızının solmuş kırmızı ojeli ellerine.
solmuş parmaklarla alınan solmuş bebek Sabunlukta
bir zamanlar ellerimizi yıkadığımız,
hani Batum’a giden treni beklerdik bir otogar tuvaletinde
üçüncü katında kırılmış bir fayans dururdu.
Otogarın başı
Ellerimizi yıkadığımız sabun
deniz ve kül kokardı.