Fırat’ın çayını karıştırdığı yerden, ben sana karışıyorum
En tepemizde alabildiğine sıcak
Ayaklarımızı bütün koymuşuz suya
Seni düşünüyorum en ince hallerle
Su seni kabul etmiyor
Yalnız sen olunca
Ancak biz, biz olursak yatağını buluyor
Berra kırmızı kaftanla gezen bir çocuk burada
Denk düşerseniz bir kuple gazozunu paylaşın
Saklanmayı bilmez, sarılmayı bildiği kadar
Üstelik gülüşüne bir esnaf batırtır
Seni ona sarılırken görmek, ki bu;
Mutluluğun dokuz yüz doksan dokuzuncu kuralı diyor bilmişler dergâhının piri
Burnumda binbir çeşit çeşniler
Kırmızı başlayan sarı bitiyor bu şehirde
Puşilerin altından geçerken bizi alıp bir holograma yerleştiriyorum
Bu ölmeye beş kala düşleri gibi biraz da
Hepsinden ötesi var
Bozkırına düşmek yirmili yaşımın en talihli hadisesi
Biliyorum mutlak yeşeren yollara çıkacağız
Seninle biz bir şehri baştan aşağı yeniden kuşatacağız
Elçin İlhan
2022-07-21T05:22:49+03:00Teşekkür ederim 🌹
Semih Aydın
2022-07-16T00:21:35+03:00Kendi hikayesi olan ve herkesin tam olarak anlayamacağı ama bir çıkarım yapabileceği bir şiir olmuş. Akıldakilerin biraz karmaşık bir şekilde aktarılmasını kendimce kaos şiiri olarak adlandırıyorum sizin bu şiiriniz de buna güzel bir örnek. Gerçekten çok beğendim.