Kırmızıdan başlamıştı güne

kapanmış dükkanların ardında

ve köşeyi dönünce karşılaştığı çocukların

umarsız feryatları sayılı posta kutusunda


Kırmızıyı çıkarması zordu

küçük bir camın ardına

gideni beklemenin kirpiklerdeki yağmuru

Kısılmış sesinde titreyen yaprağın telaşı

eklenmiş günün yorgunluğuyla kala kaldı


Kırmızı akıyordu ellerine

düşürdüğü göz kapaklarının mezarı

kaç hasretlik güne hazırlanıyor 

Kokusunu içine çekemediği soğuğunu

bedeninde hissettiğinde anlamıştı


Kırmızı ölüyordu

parçalanmış bedenin uzuvlarıyla

doğum sancısı kadar ağır

merminin sessizliğini

Kendisinde bulmak kalmıştı