Şapkayı taktım mı tanınmam ben
Ve ben o şapkayı her zaman çıkarmam
İnsanlar şapkamı çekiştirir, her değenin eline bıçak olur batar
Afedersiniz ama benim şapkam biraz keskindir.
Yılların eskitemediği güneşin dâhi rengini solduramadığı tek şey benim şapkamdır
Yer yer gök mavisi, yer yer aşk kırmızısıdır benim şapkam
Bir görseniz hâlden hâle girer
Bir sahil kenarında hüzne boyanır
Bir sokak arasında oturturda boş bir duvara baktırır.
Benim şapkam her şeyden birazdır
Baktığınızda tarihi bir çınar ağacını bile içinden çıkarır
Benim şapkam koca bir ağacı bile içinden çıkarır ama vefasız bir insana yer edinmez içinde.
Ben şapkamla meydan okurum koca bir dünyaya
Beylik bir takım laflar ederim
Yahu gören şehri esir almış Godzilla zanneder beni
Oysa ben neyim ki?
Ben kalemini silah, şapkasını kimlik bilmiş bir kız çocuğu
Sahi merakımdam soruyorum siz beni bu şapka ile görseniz ne derdiniz?
Siz iyi veya kötü bir takım sözler söylerdiniz şapkama ama o oralı bile olmazdı
Kusura bakmayın ama o pek takılmaz bu ve benzeri bir takım lakırdılara.
Siz iyiseniz iyidir benim şapkam
Ayna görevi üslenir, bakanın bir daha dönüp baktığı bir şapkadır.
Kimi hoşnut olmaz yüzünü buruşturur kimi saatlerce izler kendini.
Size bir sır vereyim mi benim şapkamın kötü bir huyu var
Ayağımın kenarından bir kedi geçtiğinde, gökyüzünde bir bulut belirdiğinde, bir de sevdiğim şarkı çaldığı anda şapkamı kafamda bulamam bir kenarda beni izler.
Dedim ya ben şapkamı çıkarmam ama o ansızın düşü verir
Kim bilir belki bir gün size de denk gelir.