Konfor alanından çıkmaya hazır hissetmeden, ve bunu sürekli olarak dile getirip olumsuz, negatif konuşmalar yapmak negatif bir algı yaratır ve negatif enerji yayar. Böylelikle zihin kendini konfor alanında tutmak ister. O zaman içinde bulunduğumuz bu hayat ve yaşama biçimi böyle devam etsin der. Çünkü zorlanmak, yorulmak istemez ve yoğun korku kaygılar kişinin bilinende daha güvende olduğunu kişiye söyleyerek onu o alana hapseder.
İşler yolunda gitmese, kötü hissetsek, boğulsak dahi konfor alanı bizim için güvenli ve tanıdık alışık olduğumuz alan ise, bizi koruduğunu hissederiz bir yerde. Oysa yabancı olan yeniliklere, durumlara, konfor alanının dışına karşı savunmasızızdır. Çünkü başımıza ne geleceğini bilmeyiz.
Çünkü yabancı ve uzaktır.
Dünyada enerji frekansı, yazdığımız enerjiler çok önemli. Çünkü o enerjiye göre attığımız adımlar ve yolumuz da gelişir.
Bir şeyi çok isterken, aynı zamanda olumsuz, negatif yanlış düşünce ve inançlarla o konuya bakarsak, bu enerjilerin çatışmasına neden olur.
Olumlu pozitif ve olumsuz negatif enerjiler çatışmaya girebilir.
Kendimize söylediğimiz her olumsuz cümle, bizim için olumsuz bir enerji akımıdır. Kendimize yönelttiğimiz sevgisizlik, değersizlik, suçluluk hissiyle bizi donatmaya açıktır.
Ego, kendini öldürmek istemez. Ego kendi bildiklerinin tersine çıktığınızda, son derece rahatsız olur. Bu rahatsızlık ile seni "bilenen" "tanınan" konfor alanında tutar ve senin yorumlamana uğraşmana engel olur.
"Egoyu öldürmek, kendini değil, nefsini öldürmektir"
Nefs, sadece kendi rahatlığında konforunda, istediği gibi yaşamaya odaklıdır. Sonuçları, sonrasını olabilecekleri düşünmez.
Nefs, kişiyi kendisini her zaman rahat bir yatakta uyuyormuşcasına rahat yaşamaya odaklı kılar.
Nefsle mücadelemiz bitip, olmamız gereken bize ulaştığımızda, onunla kavgayı tartışmayı bıraktığımızda, asıl kişiliğimiz asıl biz ortaya
çıkarız.