Körfeze dokuz gemi demirlemiş. Birer sigara yakmış, gecenin mavisinde beni izliyorlar. Her biri sözleşmişçesine aynı anda çekiyor dumanı içine. Dokuz kırmızı ışık daha parlıyor -ne ciğer varmış namussuzlarda-. Gökyüzünde küçük bir ışık parlıyor, mühim değil. Büyüyor gitgide. Sesi yarıyor geceyi. Bir uçak; gözlerini benden çekip el sallıyorlar. Uçak bana göz kırpıyor geçerken. Davetkar, gemileri kıskandırırcasına. Körfezde demirli dokuz dumanı tüten gemi tekrar çeviriyor gözünü bana. Sıkı bir duman asılıyorlar yine tek bir bedenmişçesine. Hain uçağın ardından üflüyorlar hasetle. Uçak bihaber. En yakın gemi, denizi ışığına boyamış bana doğru. Bana doğru gelsin istiyor bana sorsanız. Diğerleri de ona eşlik; tek vücutlarmış gibi yine, ancak onlar pek isteksiz. Keyfe gelip bir sigara sarıyorum ben de. Asılıyorum körfeze demirlemiş dokuz dumanlı gemiye bakarak, bir ışık da ben yakıyorum. Hemen cevap geliyor, dokuz ışık tekrar körfeze düşüyor. Dokuz ateş böceği havalanıyor ardından. Bana doğru gelsinler istiyorlar bana sorsanız. Sonra penceremin önüne konuyorlar. Dokuz gemi üflüyor dumanını. Ateş böcekleri sarıyor bedenimi. On ışık parlıyor penceremden dışarı. Gemiler şimdi mutlu gibi.