Oturup uzaktan izledim herşeyi,
Dün şiir yazmak için kayda değer bir kaç konu toplamıştım.
Vazgeçtim
Unuttum daha doğrusu .
Her gün yeniden doğuyor
Bir önceki gün yokmuş gibi yaşıyorum.
Kesin bunu iyiye yoran
İyimser arkadaşlarım çıkar:)
Siz hiç bir şeyi hatırlayamamanın acısını yaşadınız mı?
Bu hafıza sildirme işlemine de şaşıyorum artık,
İnsan neden simsiyah bir renk görmek ister ki
Hatıraları zorladığı zaman.
Bir kaç tane kutsalım var
Gerisi yok.
Yani yok
Yokluk bir şeyin varlığından ortaya çıkar evet
Ama artık yok.
O varlık nedir?
Nasıldır hiç bilmiyorum ve öyle bir şey yok
Beyaz diye bir renk varsa tam tersi olan siyah vardır
Ama nasıl olduğunu bilmediğim sürece
Ne anlamı kaldı ki
Varlığının bilgisine sahip olmam.
O yüzden yok yani.
Bizi birazda biz yapan hatıralarmış
Yoksa farkımız kalmazdı
Bir trafik lambasından.
Bir korkuluktan
Bahçelerden kargaları korkutup kaçıran.
Bu günlerde kendimi korkuluk gibi hissediyorum .
Kübra Erdoğan
2024-07-14T02:16:13+03:00evet, bu güzel şiirin altını kendi düşünce havuzumuza dönüştürdük. bunun için ben de affımı sunuyorum. okumak biraz da bu değil miydi? birkaç satırda kendimizi bulabilmek ve kendimizle konuşabilmek.. hangi soruya nasıl cevap vereceğimi bilemedim. bu yüzden lütfen sohbeti siz başlatın. tabii eğer gözleriniz gerçekten okumaya hevesliyse 😊 elmasizkurabiye.56@gmail.com
Güz
2024-07-14T01:58:23+03:00Baskabiruya@gmail.com mail üzerinden paylaşmak isterseniz dinlerim. Yazara yeterince saygısızlık ettim sanırım uzun uzun yazarak ama merak ettiğim bir şeydi. Neden kararsızsınız, ne kadar süredir ve sorgulamak inançlı biriyseniz daha zor gelir mi? Içimizi kaplayan sıkıntılar sorular çarpmadan değişmiyor diye düşünüyorum.
Kübra Erdoğan
2024-07-14T01:30:05+03:00nötr değilim. kararsızım ve ikilemdeyim. yani çaresizim. bir oraya bir buraya çarpıyorum huzurlarınızda. ve bunun sebebini tamamen tanrıya yüklememem gerektiğinin de farkındayım. ne yalnızca tesadüf ne ironi ne de kader.. aslında hepsinden biraz biraz katılıyor bence hayatımızın tenceresine. ölümünü eleştirebilme hakkının verilmesi bir lütuf olsa gerek. tanrının hep buralarda bir yerlerde olduğunu kanıtlamaya çalışması da diyebiliriz. ben ensemdeki nefesi hissederek yazıyorum bu yazıyı ama elim kolum tamamen bağlı değil. diken üstündeyim ama hâlâ biraz düşünme ve sorgulama gücüm var. işte bu yüzden diyorum ne tamamen kader ne tamamen fail eylemi. tanrı milyarlarca insanı kukla gibi tek tek yönlendirmek istemediği için belki de onlara düşünme, sorgulama, anlama ve dillendirme özelliklerini vermiş olabilir mi? o halde her şey tanrının elinde mi? karar verebilme becerin varken nasıl her şey tesadüf olabilir. hatıralarımın iyi veya kötü olduğunu anlayabilmek için gönlümü karşıma alıp sohbet ediyorum. neler hissettiğini anlamaya çalışma acizliğiyle dil döküyorum. anı yaşamak zar atmaya benzerken ben bir şeyleri yerli yerine oturtabilmek için gereksiz çabalıyorum. o hâlde ardıç gölgesi, hâlâ hayatım son bulmadığına göre bir defa daha zar atabilir miyim?
Güz
2024-07-14T00:42:44+03:00Deneyimledigim şey ve bir arkadaşımdan daha duyduğum bir şeydi "zihnim benim katlanamadığım dönüşüm öncesi en zor anıyı tekrarladı" bir yıldan fazla süre gözümde canlandı ve rüyalarımda gördüm. Sonra zihnim kendini kapattı ve canlandıramıyorum o anıyı. Bununla beraber diğer anıları da kapattı. Unutmak korkulukları neden koyduğumu neden duvar ördüğümü sahip olduğum her şeyi sorgulatarak hiçliğe itti beni. Tekrar toplamaya çalıştım ama bir kez değişince aynı kişi olamazsın. Kabullenmek gerekir. Kötü anıları hatırlamak da bu yüzden kalıcıdırlar ve değişim donusum getirirler belki gerektirirler ya da geciktirirler. Tanpınar'ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü'ndeki yeniliğe ayak uyduramayan eski ile yeni arasında kalan parça parça dökülen eksilen ve misafirleri azalan o köşk olduğuma inandım uzun süre. Şimdi gölgeyim bir sürü rengim var ama herkes için aynı ve tek gözüküyor. Ben aslında bir şey sormak istedim hmm bugün elektrik nedeniyle vefat eden genç birinin tweetini paylaştılar bir ülkede insanların nasıl ölündüğüne bakın demiş ve alıntıyla paylaştığı cümle başına gelmiş. Tanrı ölümümüzü ağzımızdan çıkarsa da nedenini bize bildirmiyor veya nasıl olacağını. Seçimleri biz yapıyoruz ve başkasının seçimleri bizi etkiliyor. Kader mi bizim seçimimiz mi Tanrı yönlendirmesi mi? Öyleyse unutmayı etkileyen psikolojik veya fizyolojik faktörler de şaibeli değil mi? Fazla derinden bakmamak gerekmez mi zarları atmak gibiyse yaşamak? Bilmiyorum. Tesadüf mü ironi mi kendi ölümünü eleştirebilme hakkının daha önceden verilmesi ve şimdilerde ortaya çıkması? Bir diğer merak ettiğim ise nötr müsünüz Kübra Erdoğan, hatıralarım iyi veya kötü olmasını seçmemek için gidişata izin vermek gerekir ki bu zordur yani sitemkar olmamak. Anı yaşamaktan bahsettiğinizi düşündüm. Buna zarları atmak diyorum çünkü atacak zamanın olup olmadığını bilmeyecek kadar kısa yaşam formuna sahip olabiliriz bilmiyoruz.
Kübra Erdoğan
2024-07-13T22:02:20+03:00unuttuğumuz şeyler genellikle iyi hatıralarımız oluyor fakat biz asıl kötü hatıraları unutma arzusuyla yanıp tuşuyoruz, daha doğrusu ben öyleyim. bu da yaratıcının bize sunduğu yorucu bir engebe olsa gerek. aksi takdirde neden insanlar diğer varlıklardan ayrılıp düşünme becerisine sahip olsundu ki. eğer kötü hatıraları unutmak beni bir korkuluk yapacaksa ben buna dünden razı geldim. iyi hatıralarım da umurunda değil, ben gözleri düğmeden yapılmış bezden bi korkuluğum. hatta meraklılarına travmalarım ve geriye kalan tüm hatıralarımı açık arttırmaya çıkarmaya bile hazırım. böylece artık bir şeylere sinirlenmeyi de bırakabilirim diye düşünüyorum. desem de çok anlam yüklemeyin cümlelerime. ben basit bir insanım. tabii benliğimi kaybetmek de korkutmuyor değil. bahsettiğiniz gibi ikili karşıtlıklar bizim elimizden tutup yol gösteriyor. bir şeyin var olması onun yok olmamasında saklı aslında. ve benliğimin yok olması da var olmamasında.. işte şimdi yine bir çelişkinin kucağındayım. karanlıklar içerisinde bir kumdan kalede mi konaklamak istiyorum yoksa şehir manzarasına bakan bir balkonda kestirmek mi emin değilim. beş dakika önce tüm anıları unutmaya razıydım oysaki. ardıç gölgesinin dediği gibi unutmayı bir kere tatmak ondan kopmayı zorlaştırıyor fakat gerekli olan hatıraları tazelemek mi ben de emin değilim. bir yanım siyahın bana çok yakışacağını söylüyor. aynı zamanda içimde unutulmaktan korkan bir çocuk da yatıyor. düşündürücü bir noktaya değindiğiniz için teşekkür ediyorum. düşüncelerinize sağlık, keyifli akşamlar diliyorum.
Güz
2024-07-13T21:15:44+03:00Seçme şansı olmayan biri unutmayı yaşamın devamı için bir gereklilik gören zihnine biçilmiş kaftan olarak sunulan unutmanın hafifleten yazgısını bir kere tadınca vazgeçmek zor oluyor. Unutup hatırlamak unuttuğunun farkında olmak ve okuduklarını saniyeler içinde unutmak bir ödül mü ceza mı hala düşünüyorum. Her mevsim bir kişiyi iyice hatırlarım fakat hatırladığım geçmişin yanılgısıdır çünkü şu an içinde hatırladığım değişmiştir. Korkuluk gibi hissedebilirsiniz ara ara ama saplanıp kalmayın. Bir dizi izledim My Liberation Notes adında ve beni değiştirdi. Her gün bir şey olmak keyifli beş saniye bile olsa her gün mutluyu huzurluyu ve yüklerini kenara bırakmış bir kuş olabilirsiniz. Dün güvercin ve gölgeydim ondan önceki günlerde bir ayçiçeği tarlasıydım. Ne anlamı olduğunu uzun süre düşündüm şiirinizdeki gibi. Okuduklarını tanıştıklarını unutan biri okuyup birileriyle tanışmalı mı hala kararsızım. Umarım kalıcı şekilde uzun bir süre duraksatmaz sizi korkuluk olma tercihiniz. Keyifli sağlıklı günler dilerim.