Odanın tam ortasına gömülmüş upuzun, bomboş bir masa hatırlıyorum.
Nefret edilmelik aile perdelerinin gizleyebileceği türden,
Kuş oyalı örtüsü üzerinde her bir tabağına bilmem kaç kaşık hüzünden sesler kusulan.
Yiyilenlerin değil yenilenlerin yakıştığı, Hayatım gibi bir bacağı bodur kalmış yapayalnız, önemsiz bir masa.