Gök, serabın akıbetine uğramış bu gece
Güneşi batmakta ve kızılı nakşolmakta
Ha kan ağacı
Ha gelincik taburesi
Boynu zihnime damgasını vuran
Bir sırça, bir sicim
Şehla gözleri ise bir onur öyküsü.
Bulutun şakaklarına
Hasretle tıkırdayan kafesin
Bir ağacın yarım kalmış umududur.
Pullanmış derin
Ve tırnak diplerin ise
Hala ilk yeşeren bir çam kokusu
Seni gelincik tarlasına dönüştürdüğüm
İncecik bir çisenti yokluyor boşluğunu
Tıpkı kumulu evlerin
Diz sancısının
Ve görkemli kollarının sessiz birer gölgesi gibi
Senden kopan bu mübeccel halini
Bilemezdim ki
Bilemezdim
Bir gök yarılışındaki naçar halini
Ve ancak ayın son vurgusunda
Yıkılmış olan son kuzgun yuvasına
Denk geliyor
Gecenin bu efsuni tonu
Ve uçurumun yıkıntıları dolu bir engebede
Çiğnediğin şu yansımana bak
İç çekişinin ölüme sunduğu bir davetiyesiydi
Oysaki iki bedene büyük gelen
Kiraz ağacını sevmekti seni temaşa etmek
Fırat Çiçek
2021-07-01T14:29:19+03:00Eksik olmayın çok teşekkür ederim
Jean Valjean
2021-07-01T14:13:46+03:00...
İncecik bir çisenti yokluyor boşluğunu. Ne güzel ifade... Güzel bir şiir olmuş. Tebrik ederim