Hamurum acıdan mı yoğurulmuştu benim .
yandı canım çürüdü etlerim. ne kadar yol gittim, kaç dağ aştım, kaç savaşa karıştım sayısı yoktur nezdinde ..
vardım mı feraha?
yok sanki kör bir kuyuda döner de dururum onca iş ederde sayarım yerim de.
hele desinler günyüzü var mıdır anlımda..
derler ki "görkemli bir çürüme biçimidir sanmak"
böyle ummasaydım eğer öyle mi bulurdum.. bu mudur yaşamın gaybı sanki bir dinleneceğim yer musalla taşı olacak. sonrası yine bir hengame..
verin bana sormuş çiçekleri kurumuş ağaçları bağlayayım kuru dallarına dilek çaputları ..
yine bir ah yükselir eski bir ananın dilinden,
unutulmuş evladının kokusunu...
İsli bir kandil yaktılar ,umudun hevesini hay'dan gelmiş bir hu'ya gider sandılar...
kim yaktı o kandili ...
ocağıma ateş düşüren kim