Mektubu bitirdikten sonra kısa süreli şaşkınlık yaşadım. Hem mektupta anlatılanların duygusal yoğunluğundan hem de sondan üçüncü paragrafta yapılan yanlıştan dolayı sinirliydim. “Ne abim ne de nişanlım beni istemiyor.” 'Ne ... ne' kullanımından sonra cümle olumsuz bitmez. Doğrusu "Ne abim ne de nişanlım beni istiyor." Olacaktı. Şimdi bunları düşünmenin sırası değil. Bir yandan mide ağrılarım, bir yandan mektubu yazan kişiye çözüm bulma isteğim içimi kemiriyordu. Cümlelerinden oldukça çelişkili bir karakteri olduğunu söyleyebilirim. İntihar etmeyi düşündüğünü söylemeden önce buna cesaret edecek biri olmadığını söylüyor. Bunu düşünerek kendimi kurtarabilirim. 

Ya söylediğini yaparsa, peki ya neden ben, nereden tanıyor beni? Belki bu yazdıklarını birden çok psikoloğa yolladı. İsmi hiç yabancı gelmiyor, eski danışanlarımdan biri olabilir. Bir çözüm bulmalıyım, benden ne istiyor bilmiyorum. Ne diyeceğim ki; işini kaybettin, nişanlın da, abin de yüz çevirmiş, yine de üzülme mi diyeceğim? Sanırım şu an sağlıklı düşünemiyorum. 

Bunları düşünürken mide ağrılarım şiddetlenince ilacımı içip biraz dinlendim. Üniversiteden bir hocam aklıma geldi. Bu mektuba cevap vermemeyi tercih edebilirdim. Hocamdan fikir almalıyım. O bana bir yol gösterebilir belki, onu arayıp mektubu anlatacaktım. İsterse mektubu da yollardım. Telefonu alıp arayacakken içimden benden yardım isteyen kişinin yaptığı şekilde yardım istemek geçti. Telefonumu bırakıp bilgisayarın başına geçtim tekrar. Onun yaptığı gibi büyük harflerle "LÜTFEN YARDIM EDİN" yazdım, ek dosya oluşturmak için de mektubuma başladım. 


"Hocam sizin zamanınızı aldığım için üzgünüm. Neden aramak ya da yüz yüze görüşmek yerine mektup yazdığımı anlayacağınızı umuyorum. Bugün mide ağrılarım yüzünden işe gidemediğim için bilgisayarımda elektronik posta yoluyla gelen bir yardım isteği yüzünden sizi rahatsız ediyorum. Kısa zamanda çözüme kavuşturulması gerektiği için ne yapacağımı bilemedim. Bana gelen postayı ek olarak gönderiyorum, bir de siz okuyup değerlendirirsiniz diye. Mektupla ilgili naçizane yorumlarımı ileteceğim. İlgili kişi haksızlıklara karşı dik durmak istemiş, yaşamı boyunca dürüst, namuslu yaşamayı düstur edinmiş ya da edinmek istemiş bir kişi. Fakat hayat onu küçük haksızlıklar yapamaya itmiş. Elbette yaşadığı zorlukları bahane edip onların arkasına sığınmak yaptıklarını meşrulaştırmaz. İşten çıkarılmış, bu sebepten nişanlısı tarafından terk edilmiş, abisinin de yüz çevirmesiyle yalnız kalmış bir insana nasıl yardım edeceğimi de bilmiyorum. Gün boyu türlü vakalarla uğraşıyorum. Elbette bu olaydan daha ağır durumda olan danışanlarım oluyor. Tecavüze uğrayanlar, kanser hastaları, ailesi ya da yakınlarını kaybedenler... hemen hepsini telkin edecek, yaşama isteği uyandıracak sözler söylüyorum. Bu defa ilgili kişinin yaşamını sonlandırma riskine karşı -mide ağrılarımın da etkisiyle- hızlı hareket etmem gerektiği için kendimi sıkışmış hissediyorum. Bu yüzden sizin fikirlerinize ihtiyacım var. Sizin üniversitede ve sonrasında bu meslekte bir yerlere gelmemde -eğer bir yerdeysem- büyük katkınız var. Bu konuda güvenebileceğim, yardım isteyebileceğim tek kişi sizsiniz. Şimdiden teşekkür ederim.  

Ender AÇIKEL"


Mektubu gönderip cevabı beklerken haşlanmış patates yedikten sonra biraz daha uyumak, dinlenmek istiyordum.