Şu senin mahcubiyetinde ne vardı bilir misin
İki dal sigara içimi tarihi bir yol
Akşamüstü kadar yorgun
Kudüs’te zeyin toplar gibi yeni
Ellerimi kaldırıp bir hey derim kızıl güneşe
Uhreviʼden yankılanır sesim korkarım
Gölgenin bitimine atarım bedenimi
Ağlarım ince bir memleket havası gözlerine
El sürerdin izlerime
Kardeşe namlu doğrultmuş kadar dolu gözlerinle
Sonra tanışırdım Tanrıʼnın mahcubiyetiyle
Ah, kaç çocukluk bayramıdır şimdi senin ellerinde ölmek
Kaç efsanedir Akdenizʼi çıplak ayakla geçmek
Belki senin şu umudundan çalarız yüzümüze
Afrika’yı da keşfederiz cebimizde su tabancalarıyla
Yok sayıp etiği öpüşürsek bir de
Bir an olsun güler bütün çocuklar
Bir an olsun silinir fakirliğe dair tüm tabirler
Yoklayıp cebimizi, alnına sıkarız bir an olsun
Kan içinde tüm zalimler
13.04.2019 / Ankara
Ertuğrul Bekar
2020-07-17T11:58:16+03:00Çok teşekkür ederim yorumunuz için.
Muhammed Dalpalta
2020-07-16T23:32:53+03:00İlk kısmın son dörtlüğünü biraz yavan duruyor. Onu saymazsak genelinde iyi bir uyum var. 'Afrika’yı da keşfederiz cebimizde su tabancalarıyla' dizesi hoşuma gitti. Kaleminize sağlık.