Sen sırayla sen nasılsa
Sen fet kullarının da
Güneşli ve güneşsiz İç Anadolu sapalarının
Çoktur ve azın ve
Billur adındaki o kadınların da
Kıran bir hiddetle pof
Mahfına benzer asıl
Yanağın güp güp iken
Çocuklarına tel ettiğin o gün
Hani masa başına geçtiğin
Hani sesini şefkatli çatlak
Ellerini silahlayıp geldiğinde
İşte düşmanlarının kanına kaşık attığın Kibritinle birer birer
Orada biraz hatalısın da
Sıkıysa isk turu at
Yataklara düştüğün o günlerde
Hürriyet şakaları yap
Kemikli et çeksin canın
Dudaklarını gülüşle
Aşk ve ayrılığı birleşik faiz getirisi ile kıyasla
Ya da Kızılderililer neden çarşambaları sevişirdi düşün
Memesini ısırdığın o hatundan yediğin tokadı da unutma
Ne bekliyordun ulan hırt
Anasının prensesleyip caddelere bıraktığı
Feysine koymaya kıyamadığı
On yedi gün acil serviste baş ucunda sabahladığı
O çiçekli atletlerin içinde büyüttüğü
Tabi tabi gözün korksun
Keşke düşün keşke yürü
Çiçek buket kart
Telefon özür kalbin kırç
Bunu oflasın ağzın
Z yapsın 1-D
Bunlar gibi seninle
Saçılan saçlarınla
Kırılan bir arazide
11.noter huzurunda
Kamyon folklor halk
Sarı saçlı canavar gibi folklor
Oturup annenize sarılır ağlarsınız öyle
Hatta boynunda sancı
Yumruğunda bir sürü rüzgarla
Koltuklarına yığılıp otobüs camlarına mektuplar atarsın
Parmak uçlarınla baş harflerden kalp yol adres çizmiş
Kısa mesaj çağını başlatmış
Bunun gibi önemsiz
Kahta belinde fıstık çiğnemeye benzer
160.kilometrede mavi tabakalı gözlerle karşı karşıyasın
Çığ gibi üstüne düşer bir melodi
Ritimlerini sevdik ey Grinko
Aslına bakarsan öğrettiğin şarkılar cenaze marşı oluyor burda
Avucumuzu sıkıca kapattık
Kalbimizi çoktan ..
Yumruğumuza oğul kanları yumruğumuza güneyden esen bir parça rüzgar
Yumruğumuza biraz yeryüzü
Çukurlar kumlar bozkırlar öfkeli kel yanaklar
Geniş güvenlik önlemleri arasında birbirimize bakıyoruz
Yukarıdan biraz Karadeniz evet teknik olarak çok saçma
Aşağıdan çok az Akdeniz
Nemli gözleriyle Doğu sen birkaç tane Filistin bil bunu
İç kesimlerde Ayşe saçlarını tarıyor
Bu havadaki sis
Gözlerdeki his
Mermer bir sıkıntıdır göğsüm
Huyu bir miktar pişman
Huyu işgal edilmiş bir Amerika
Leyla Allah’ın bir dikeni
Dik dik dik
Laf aramızda fosforlu bir kalemle çizilmiş o pirüpak bedeni
Dişlerinde süt kokusu
Dudakları müthiş parlak
Kısa cümlelerle yaşıyor hayatı
Göz göze gelince daldan düşen elma şaşkınlığı
Bu pat bu heyhat
Telefonda vitrin
Cumhuriyette moda
İnternette ediyor kahvaltıyı
Haps düşüyor birden
Haps haps haps
Paramparça bir et uyuyor kanepelerde
Vızır vızır yeki
Bana baksana sen
Ulan bana baksana
Ulan sonsuz bana baksana