Öyle ki başını dağlara vurur
Eski bir çığlığı andıran sabah
Yaşamak en katı haliyle durur
Ve ölüm alnıma dayalı silah
Ve ölüm, özgürlük, lekeli gurur
Gölgelerin boyu yükselincedir
Önüme serilir tüm yasaklarım
Kanımı donduran o düşüncedir
Giderek eksilen göz kapaklarım
Yıllanmış şarkılar kadar incedir
Boynumun dibinde ürperen huzur
Yaklaşan baharı müjdeler gibi
Gözlerim uzağa dalmaya hazır
Gözlerim şafağın sancısı gibi
Kızaran buluttan rüzgarı kazır
Sokağı inletir topuk sesleri
Yaşlı yüzüm, elim ve ayaklarım
Hışımla aldığım tüm nefesleri
Ezilmiş tütünden kaçar, saklarım
İnletir sokağı topuk sesleri
Tütün ki bakmışsın döner, sarılır
Demirden caddeler içinde koşar
Bakmasam yüzüne küser, darılır
Dokunsam gölgesi ömrüme düşer
Tütün ki bakmışsın döner, sarılır