I.
Kör mü körpe mi nasıl olduğunu bilemediğim bu devran
Mahpusluğumun zilleti gibi çökmüş üzerime
Yalanlar başaklarca boy vermiş
Adımın önünde iğreti bütün sıfatlar
Ben ki susmakla meşhur
ve ölümleri hep yanı başımda sayarken
Yeni bir güne daha başlamanın sancısıyla yoğruldum
Adımı unuttum senden önce
Kızdım, bağırdım fakat dinmedi kalem
Zaman geçti, insanlar geçti aklımdan
Sonra seni unutur gibi oldum bazı
Seni yazmaya yeltendiğim zamanlarda, sustum
Gece her şeyi soğurdu, ay karanlık
Söylenebilecek her şeyi söyledim
Doymadım gözlerinden ölmeye
Sor artık, bütün soruların cevabı bende
Gizlemedim hiçbir şeyi, işte ortada
Utanmadım kaçtığımı açıklamaktan
Uyanmadım gideceğini bildiğim uykulardan
II.
Dizleri çıkmış pantolonumla
Ankara’nın ayazında yürürken bir gece yarısı
Seni bir duvara yaslanmış halde buldum
Hayalini büyüttüm her sokakta
Aldım, iç cebimde sakladım
Usul usul ısıttım seni içimde
Şimdi hakikatle çarpıştı
Gözlerinden yanaklarına inen gökkuşakları
Artık bir yangını dramatize etmek de yalansı
Hatırladım, kırmızı bir defterdi
Senden bana kalan son anı
Bazı lügatlerin tanımı sadece acı
Öğrendim ne varsa dünyanın çöplüğünde
Utanmadım, yılmadım, karıştırdım
Benden sana kalsın diye son birkaç dize
Evveliyle kendilliğimi yalnızlık sandığım
ve sancısını çektiğim pencerelerde
Şimdilerde çiçekbozuğu yüzümü izliyorum
Kaybetmek bir anlam ifade etmiyor
Oysa perdeler kalktığında
Hakikatler çıkacak sanmıştım karşıma
III.
Ellerimle kanattım kendimi sayfalarca
Güldü tarih, güldü şairler bana
Ancak aşk denilebilirdi bu kayboluşa
Eğer aşk sığdırılabilseydi kelimelere
Arar mıydı Mecnun Leyla’yı çöllerde?
ve gözlerim seni Altıok Metin’in dizelerinde
Ağır ağır iniyorum merdivenleri
Korkaklığım seninle başladı
Sesinle son bulsun bu kovalamaca
ve sen bu şiiri sana adadığımı bilmezken
ve sen kendini bulamazken yukarıda
Al gözlerimi, içinden bak umutlarıma
Kim bilir belki birazdan ya da hiçbir zaman
Arasında kalacağım susmakla haykırmanın
O zaman dökülecek cüzzamlı sözler aklımdan
Bu kez hayır!
Gizlemeyeceğim kendimi sırlara
Hazırım yüzleşmeye aynalarla
IV.
Ah Efe Ertuğrul
İsminin altına ne çok şey saklamışsın da
Sadece yaftalar kalmış akranlarının aklında
Gitseymişsin, becereksizmişsin
Korkaklığın yalnız kendineymiş
Açıkla artık her şeyi
Dökülsün tüm sırlar ayaklar altına
Neydi? Yalnız mıydın?
Bırak bu palavraları Efe Ertuğrul
Bu kadar kalabalıkta yalnız kalmayı kim becerebilmiş?
Perdeler kalktı ve filmin sonu
Mutsuz bitecek biliyorsun
İnanma yalanlara daha fazla
Herkesten farkın mı var zannediyorsun?
Yalnız öleceksin, yalnız
Birkaç satır yazdın diye
Edebiyat duayeni mi oldun başımıza!
Tüm çuvaldızlar sana müstahak
Seni paklar mı bilmem güneşin sıcaklığı
Sen ki geceyi koynuna almadan uyuyamayan
ve hamlığını olmuşluk zannedip
Kendini ne sanıyorsun!
Hayatın, köşe başlarında unutulmaya yüz tutmuş
Dalların dişlerin arasında ezilmiş
Anlarsın sen Efe Ertuğrul, anlarsın
Gözlerini kapat istediğin kadar
Sen görmesen de aynalarda kırılmaya mahkûmsun
Yedi milyar insan içinde
Eşsiz olma ütopyasını arzulamanın
ve yedi milyar kez umursanmazlığının
Herhangi bir kelimeye sığmamasını bilirsin, bilirim
Ancak bir kitap bile edemezsin sahaf raflarında
Âh, neticeler kelam bekler
Sen susmanın marifetiyle
Üzerine bezler örttüğün yaralarınla
Bir geceye daha hazırlık yaparken
Ölüm derin uykusundan uyanmakta
Ertuğrul Efe
2021-02-02T00:30:17+03:00Herkese çokça teşekkür ederim, sanırım yavaş yavaş öğreniyorum yazmayı :)
Aslı
2021-02-01T23:36:48+03:00Beklemeye değen bir şiir olmuş. Sondan bir önceki kısmı çok sevdim. Kaleminden ne çıksa zevkle okunuyor Ertuğrul, yüreğine sağlık.
Aylin Balcı Çevik
2021-02-01T23:19:00+03:00Ben de “ Ellerimle kanattım kendimi sayfalarca.” kısmında şiiri buldum. Epey güzeldi..
Jean Valjean
2021-02-01T22:43:33+03:00"Ancak bir kitap bile edemezsin sahaf raflarında" özellikle bu kısmı çok beğendim. Tebrik ederim.