Hırpaniliğime süt sızdı
Ellerimde sayısız kireç taşı
Üç boncukla duruyorum
Bileğimde naaşları
Aksi çölde bir vaha
Suyunu alçaltır bir maral
Fezadaki nilüferleri düşlüyorum
Sinada homurdanan bir rüya
Şayet uyuklarsam
Dikerim gözlerimi semaya
Işık kusarım, ışık
Sonlanır bu muzlim
Fer bilir, nasıldır
Âmâ bir kameri
Ekmeğe katık etmenin
Dayanılmaz hafifliği
Değirmenin suretine yansır yenim
Ufalanmış cebimde dirim
Oysa değil midir ki
Kentin miyaninda naim?