Kötüydü dediğin geçmişin.
Saçların ve adım adım çıktığın merdivenlerin.
Birbiri arkasıya eksilen duyguların.
Korkuların belki de en çok da çocukluğun.
Kimsenin anlayamadığı hislerin.
Kırılan kadehlerin ya da yitip giden güzelliğin.
Her şey insanlar başına deyişin halen kulaklarımda.
Seni özlediğimi haykırdığım duvarlarda.
Hayatım karşımdaki tabloda.
Ne umdum, ne buldum bu dünyada?
Üşüyorum en çok da kendi yatağımda.
Kuşatıldım bilmediğim duygularla.
Inaniel çalmakta ve ağlamayışlar.
Yorgun düşmüş bir beden ve çarşaflar.
İlaçlar ve yine ilaçlar.
En çok da 49 yaşında vurur insana hastalıklar.
Ve ağlamaklar.
Susmayan telefonlarım ve bilmediğim benliğim.
Altüst olmuşum, ölebilirim.
Bekler döneceksin diye günlerim.
Gözlerini yumduğun yatağın,
şimdilerde yatağım.
Sahi ya,
geceleri ölen bir ben miyim?