Yıkıntılarla savrulmuş bir çocuk o
Kişilik savaşında alınmış yaralarla bütünleşmiş hisseden.
Öz duygularını keşfedecek vakitte
Kapılar arkasında inletilen.
İlk anılarının ipleri dolanmış ayaklarına
Bir yanı şah, bir yanı ah olan uçlara kapanmış.
Zikrettiği ilk kelimesi
Kendine sarılmış bir tutsaklık meselesi.
Erken yaşta öğrenilmiş ilelebet çaresizlik
Kendinden başka kucak bulamamış.
Aynanın karşısında kitlenip kalmış
Her şeyde “ben” diye ağlamış.
Silebilseydim akan gözyaşlarını
Okşayabilseydim o güzel başını
Belki o vakit yanardı gözlerinin alevi
Anlayabilirdin varlığının cüssesini
Suçsuz masum bir çocuk o
Kendini kendinde kaybetmiş
Kendini kendinde bulan
Suçsuz masum bir çocuk.