Sevgili Arthur,


Bu satırları yazarken, az önce trenin sarsılmasıyla aklımdaki düşüncelerin beni sana mektup yazmaya teşvik ettiğini belirtmeliyim. Bu düşünceleri her zaman bir kenara alamıyorum. Çoğu zaman içlerinde boğuluyorum. Ama burada esas olan belirsizliğin daha boğucu olduğunu söylemem gerekir. Herkeste kaygıdan hallice olmayan bir korku hakim. Sana bu satırları yazmak, gökyüzünde fırtınalar koparan korku bulutlarını birbir aralıyor. Bana iyi geliyor.

Bu cephenin tozlu toprakları arasında, her an kafamı patlatabilecek bir mermi ile karşı karşıyayım. Bomba sesleri ölmeden önce duyabileceğim son ses olabilir. Bu ihtimallerin her biri, aramızda kalsın ama, ödümü kopartıyor. Son 2 gündür gözlerimin önünden gitmeyecek, hafızamdan kazınmayacak manzaralar da cabası.

Seninle, sırtımı yasladığım şu ağacın arkasına aldığı dağdaki anılar aklıma geliyor. Birlikte gülüp eğlendiğimizi, tek isteğimin ertesi gün olup yine eğlenmek olduğunu hatırlıyorum. O zamanlar çocuktuk ve sadece mutluyduk. Hayatın yükünü sırtımıza almamıştık. Fransa'nın küçük bir kasabasında, neşeyle oynadığımız bu topraklarda şimdi savaş çığlığı ve ölüm sessizliği var. Öteki topraklarda kim bilir daha bilmediğimiz neler var? En zor yanı aziz dostum, sana mektubun başında da belirttiğim belirsizlik. Sevdiklerini bir daha görememe ihtimali. Etrafım yaralı asker ve kopmuş uzuv parçalarıyla doluyken içimdeki özleme dokunuyorum. Bir nebze de olsa umutlanmaya çalışıyorum. İnsan ne ilginç bir varlık, değil mi?

Sana yazdığım cümlelerden de anlaşıldığı üzere kardeşim, buradan sağ çıkabilir miyim bilmiyorum. Belki de doğduğum, büyüdüğüm ve görev yaptığım bu topraklarda hayatımı kaybedeceğim. Şu an bildiğim tek şey umudumu taze tutmak adına sana düzenli olarak mektup yollayacak olmamdır sevgili Arthur. Seninde taze tutmanı temenni ederim.Tahminim her hafta, olası ihtimallere karşı en geç bir ay içerisinde, benden seni kah gülümseten kah ağlatan mektuplar alacaksın. Olur ya, bir gün beklediğin mektup gelmezse ,eline ulaşan mektupları sakla. Sana daha sonra o mektuplarla ne yapacağını detaylı bir şekilde açıklayacağım Arthur. Beni bilirsin, hepimizin derinlerinde yatan merakı uyandırmayı seviyorum. İç içe geçmiş duygulardan oluşan sellerin daha fazla boyumu aşmasına izin vermeden mektubumun sonlarına geliyorum. Çevremdeki herkese, özellikle annem ve babama sevgilerimi ilet. Kendine de. 


Sevgilerimle,


Tommy