Merasimi unutulmuş bir cenazedir şimdi senin varlığın

uykular ve harpler yan yanaydı senin yaşadığın vakitlerde

saçların, bu boğuk kentin kalabalık soluğuyla örgülüydü

çığrından çıkan coğrafyalarda birkaç adet yangındı bağrın

aklın devasa bir hiçlikle çalkalandı hep

dişler arasında dirilsen, dinerdi belki tüm ağrın

sövgüye ya da başka bir şeye layık görüldü putların


neydi bilmezdin hiç, sabahlara dek süren

göğsüne çatlaklar, aklına allah rivayet eden sebep neydi

katettiğin onca yoldan şimdi ne haber

eline tutuşturulmuş bin yıla yakın bir yalan

ve bundan sebep sana reva görülmüş esaretler


yaşamaya, bir son verme düşüncesiyle başlamıştın sen

cezbederdi seni mahkûm kılana eğilmek

çünkü bir vazgeçiş halindeydin hep

bunun için yılgın, bunun için buruktun

bir ümidin olsa ona da küfürler savururdun


mahvolman işittiklerinden biraz, biraz dünya hâli belki

nedir sarsak hafızanla boy ölçüşen diyarlar

anlat; kendi aklının yarıklarından sızan işkenceyi

çare midir, nedir sığınak bildiğin karanlıklar

kalmadı artık senin ömrünün bir nedeni niçini


şimdi hayata karşı nadide bir susayıştır doğmuş olmak

haddi hududu bilinmez bir nefretle müteşekkildir çevre

ne çıkar bunların etrafında birkaç soluk daha almak

artık hangi isyana dilin varır, çıkarsın diye seni göklere