Gün açar,
Karın verir yağmurlu toprak.
İncesu Deresi, merhaba.
Saçakta serçeler daha çılgındır;
Bulutlarda kartal,
Daha çalımlı.
Koparır göğsünden bir düğme daha,
Tezkere bekleyen biri.
İncesu Deresi, merhaba.

Genç bayraklar vardır,
Barış düşünür;
Kuyularda işçi, mavilikleri.
Ben hepsini düşünürüm,
Yirmidört saat
Ve seni düşünürüm,
Karanlık, hırslı…
Seni, cihanların aziz meyvesi.
İlan-ı aşk makamından bir mısra,
Yeşerip, kımıldar içimde,
Düşer aklıma gözlerin…

Oysa murad alamam.
Oysa akdan – karadan
Bilirim, payım bu kadar…
Unutmuş gülmeyi göz bebeklerim.
Unutmuş dudaklarım öpmeyi.
İncesu Deresi, merhaba…