Şimdi ben yeniden bir odaya kapanmak

Biraz buza yatırmak avuç içlerimi

Göğüs kafesimi yıkadığım dumanlarca

Ve kuşlarca ıslıklanmak isterim

Soluk soluğa rakı koyan bir saki

Yollarda ay telaşı ve yansımalarında

Namlu serininden kaçan bir suçlu

Meryemler doğuran bir havada üstelik

Papatyalarla bezenmiş kapılardan

Yalın ayak koşmak isterim

Bilirim bazen saatler bir başka akar

Başka başka şarkılar başka başka çalınır kulaklarına ve dizlerine

Ve bir kamyon dolusu dert sergiye çıkar

Saki biraz daha gerilir her boşalan kadehe

Yepyeni servislerin arasında

Gün yüzü görmemiş çileler belirir

Meryem’in gölgesi essin isterim

O da bilsin herkes kadar

Avazım çıktığınca eşlik ettiğim şarkıyı

Onun da hakkı ayın tutulduğu kanat

İsterim güneş kimseye batmasın

Ama manzaram doğmaktan çok uzak

Bilin isterim, Meryem daha bir bilsin

Ayağını denk alsın yeşil yapraklar

Rüzgarlar oturacağı yeri bilsin isterim

Öyle ahkam kesmek yok! İçeceğiz

Nehirler, denizler içilsin isterim

Dünler gebe zaten yarına

Bugün, gün insin sıyrılıp kuşağından

Çizgili yüzünde ufuk serilsin isterim

Ayak ucuma, avuç içlerim daha buza

Derim sağ omuza binsin isterim

Taş kesilmiş gözlerle zehir kusan bu diyarda

Meryem de İsa kadar sevilsin!

İsterim.