Bendeki aşk bir sâkînin elinde içilen zehr-i şarâb,
Her kadeh bir vefasızlık, her yudumda bir kahr-ı aşk.
Feryâdım sükûtunda her akşam bir nehir misâli akar,
Ve her damla, yârimin hatırası, her biri bir parça gurbet.
Gözlerimde kaybolan her sûret, bir hicrânın izidir,
Sözdeki şeker, gönüldeki acıyı yudumlar; lezzetini bulur.
Zülfüne düşen her telde bir başka âh yankı bulur,
Ve ben, her bakışta kaybolan sevgilimin yüzünü ararım.
Süregeldim aşk meyini, her kadeh bir nefsin yanığı,
Beyhude her arzu, her sevda bir çöl kadar kurak.
Rûhumda bir yangın, her bir telde bir iz bırakır,
Ve her sızı, beni senin ellerine doğru çeker, nehir gibi akar.
Bir akşam yine rüzgârda senin ismin yankı bulur,
Ve ben her akşam, seni arar, seni beklerim; sen hep başka bir tenin içinde.
O yelkeni kırık gemimle ben denizlerde kaybolurum,
Gör ki her dalga seni, her dalga seni anımsatır.
Bir yârle vuslat değil, hicrân en güzel âşk-ı rüyâ,
Her adımda, her bakışta ben sana yine yâr olurum;