•Gerçek; sıkıcı, yavan, değersiz, bunaltıcı olduğundan kurgu çoğu zaman birkaç saatliğine de olsa yaşantımızı renklendirir. Bir film, bir metin, bir düşünce veyahut.
•Gerçekten kendini bilen kişi maruz kaldığı yaşam için ömrü boyunca şaşkınlık içerisinde olmalıdır. Tüm sanatlar bu şaşkınlığı dile getirmek için vardır. Ressam tuvale boyayı sürdüğünde, şair kalemi eline aldığında ve yönetmen kameranın başında yalnızca şaşkınlığını dile getirmektedir.
Yaşam karşısında hayretle donakalanlar gerçekten yaşamı deneyimlemişlerdir.
•Eğer pahalı bir eşyaya sahipseniz bu aynı kıymette biri olduğunuzun göstergesi değildir. Paranın satın alamayacağı birkaç şeyden biri de ince bir ruhtur.
•Bir insan için kendi hakkındaki en cüretkâr yorumu “bütünüyle mutluyum” demesidir. Instagram mutlu insan manzaralarıyla dolu. Bütünüyle ‘mutlu’ insan, ya kendi derinliğine doğru yolculuğa çıkmamıştır. Ya da yaradılış gereği o yolculuktan imtina eder.
•Öteki’nin olduğu yerde asla 'kendimiz' değilizdir.
Bazen görünmez bir kamera tarafından filme çekildiğimi ve tüm hayatım boyunca kötü bir oyunculuk sergilediğimi düşünürüm.
•Ömrümüz boyunca yukarı doğru tırmandığımızı düşünürüz. Oysa gerçekte olan aşağı doğru bir yuvarlanıştır. Hiçliğe...
•Yaşamlarımız, elimize zorla tutuşturulan bir saatli bomba gibidir... Ne zaman patlayacağını kestiremediğimizden telaşla oradan oraya koştururuz. Patladığında ise artık ne telaş ne korku ne de bizden eser yoktur.
•Bazen öteki tarafı düşünüyorum. Eğer şimdiki bilinç hali diğer yaşamda da sürecekse sonsuz cennet fikri de bana saçma geliyor. Sıkılırım. Cehennem zaten berbat derecede sıcak. Zaten renksiz, soluk bir yaşamım oldu. Tanrı’nın (eğer varsa) bile benimle uğraşmamasını, beni yalnız bırakmasını dilerdim.
•İntihar fikri, yaşamak için bizlere gerekli olan yakıtı sağlayan bir benzin istasyonu gibidir. Tükendiğimizde bu istasyona uğrar. yakıtımızı doldurup, yola devam ederiz. Asla eyleme dökemeyecek kadar korkak olduğunu bilmek, aşağılanmanın en korkunç çeşididir...
•“Dil, varlığın evidir.” Diyor Heidegger. Derme çatma da olsa bir evimiz var. Fikirlerin ifade ediliş biçimi, çoğu kez fikirlerin önüne geçmiştir. Çünkü dil süsleyip püslediğimiz bir mucizedir. Durmadan, yorulmaksızın güzelleşebilen bir mucize...