'Dies Irae' değil yangını muktedir kıyametin

Öfkenin sesidir şimdi içimde çığlık çığlığa;

Bir gölgedir aklımda, aksidir yüreğimdeki yılgın nefretin

Ve cehennem ateşidir yakışan bu kör karanlığa.


Dom Frollo gibi özgürlüğümü kitaplar zincirledi.

Onlar ki gözlerime aydınlık körlükler bahşettiler.

Bir huzursuzluk sızdı içime; benden öte, benden ebedi

Ve o huzursuzluk işte geceye tutkun, belki geceden beter.


'Lacrimosa' değil insanın, insan olmayana yakarışı

Hıçkırığıdır çocukluğumun, uğulduyor şakaklarımda;

Bir buğulu anı, bir annenin yitip gitmiş bakışı

Ve bir 'Requiem'dir dehşetli çınlayan kulaklarımda.


Caligula adımlıyor sanki gün ve gece aklımın dehlizlerinde;

Yutuyor yanmış mumunu cennetin, içiyor denizleri.

Bir kusur var bu yaratılışta ama, bir koku var içinde

Ve bir acı çığlık dolu harfleri, doğduğum andan beri.


'Lux Aeterna' değil parıl parıl bir gün ışığı, yazık!

Salt aydınlıktır uyanan insanlığımın yok oluşunda.

Bir tek ölüme uzanıldığında görülen o beyaz ışık

Duruyor hep ayan beyan varlığımın arsız hamurunda.


Dayanmak artık imkânsız ve dayanmak için yok bir neden.

'Mori' artık yüreğimde büyüttüğüm arsız şeytan!

Henüz tutkun değilken yaşamaya ve henüz böyle uykudayken

'Mori' aynalarda yüzüme gülümseyen, işte o yalnız insan!