Tenhalı yollardan geçtik.

Tenhalı yoların,

Kalabalık misafirleri gibi,

Düşümü, bilgimi, benliğimi açtım sana.


Açtım bilgimi,

Paylaşma hissiyatı varlığımdaydı.

Böylece açtım ceplerimi,

Işıltılı gözlerle açtığın avuçlarına.


Girdap gibi geçen günlerde,

Bir çöl kadar dingindin.

Dinlenmek için bir sebep buldum sende.


Bir dayanak bulmuş zihnim;

Lale Devri'ni yaşar gibiydi.

Huzurun kucağında haylaz vücudum

Konaklamak ister gibiydi.


Her şeyin yolunda gözüktüğü

O rehavet bahçeleri,

Şimdi beni boydan boya sarmış,

Kelebeklerle koşmak oynamak ister.

Rehavet ya,

Hep aldanırız;

Sonunda o ışıltılı dünya,

Beni de bulmalıydı.


Zaman ellerinde.

Bu yavaşlık ki ne kadar cazip

Ama ömrümüzden gidiyor.

Gönül koşmak ister.

Basmak dallarına inceden,

Tırmanmak göğün parlaklığına,

Ama gök hep uzaklaşmakta.

Yüzümü ısıtıyor,

Ama içimi aydınlatmıyor.

Söyle sen nemsin diyen üstadın,

Haykırışları kulaklarımda.


Yeşil yapraklar mı sermeli?

Yollar mı yapmalı?

Bu duman gözümü korkutur.

Havalandırmışken boğmak üzeresin,

Çözemedim ben seni.