Belki de ben bu kadar sinmişken köşesine
Yani körkütük sarhoşken dünya
Sadece serüven olsun diye
çıkılan bu yolda
Hiçbir umudun barınamadığı otobüs koltuklarında
Yazılanların eninde sonunda silindiği
Pek de parlak olmayan,
güneşin daha yeni aydınlattığı,
buğulu nefesleriyle yüzümü okşayan,
camların insana geçmişte
bir şeyler olmuş ama ne, dedirten duygusu
Aklım başımda değilken
söyledim bu sözleri
Korkmuştum
İçimde mahşeri kalabalıklar
Peygamber asıyor, peygamber taşlıyorlar
Musa da korkmuş ki kaçıyor.
Eğer ben korkmamış olsaydım
Musa! Korkma!
Bu yolun sonu deniz.
Bu yolun sonuna varılmaz, derdim.
İyi ki de demedim
Nice yol sonra anladım ancak,
Musa'nın korkusu odur ki;
Pervasız bir ışık ansızın kırılır,
İnsan aksini asfaltta bir yılan gibi görür.
-sahi dedim mi hiç?
Bir keresinde ben kendime bir yılan göründüm.
Kanım çekildi.
En çok da mola yerlerinde
Sığınmış teklifsiz bir teklifin terkisine
ve de hiç tedirgin, karanlıkta avını bekler
bir çift göz
Korkutur.
-Çay alır mısınız?
-İstemem. Ama alırım yine de...
Denizleri yara yara
balıkların sırtında
Çocuklar korksun diye söylenmiş
her masalda, düşünür.
Düşünür, Musa:
-Demek ki insan, istenmediği yerde
bir çay bardağıdır
Tatyos
2020-11-30T07:10:40+03:00Teşekkür ederim Ayşenur Hanım :)