Yevmün beter bu hasrette
Tırnağımı, etimden ayırıyorum bu gece
Demli bir çay, usulca soğumaya yüz tutuyor
Ki ben çayı açık içerim, biliyor
Bir kitap kendini okuyor
Bir kedi sokakta yavrusunu arıyor
Rüzgârın uğultusu kulağımı tırmalıyor
Anılar, naftalin kokmak için sırasını bekliyor
Ve sen!
Gidiyorsun sevgilim
Gidişinin ardından yağmurda ıslanan bir ağacın yaprağı gibi tutunuyorum hayata
Kalbim kalbimden ayrılıyor
Kar yağıyor sokaklarıma
Karakış çöküyor aydınlığıma
Bir mütemmim cüz gibi
Ayrılmaz sandığım parçamı da götürüyorsun.
Sen, sevmenin de sevilmenin de ne olduğunu bilmiyorsun…