ah, her renge müvesvis bakan gözlerim
beni ona karıştırma.
-sahi neresinden kırıldı putlar?-
bir kurtçuğun elmaya tutunmasıyla
gümüş çeşmeye bulaşmış bir çamur gibi
yaşarken ben,
inanmamak kutsalım olmuşken
avuçlarım göğe kapanmışken
günahlarımdan beri dahi bağışlamazsın beni.
gücümün yettiğinin yanında yetmedikleri var,
bilmem ki hep oraya çevrili yüzün.
-sahi nereye dayandı sabrım?-
gezegenimiz ki en kapsamlı ölüm çemberi!
ölüp duruyoruz döndükçe.
son olduğuna yemin edip yaktığım
sonsuz sigaramın paketten çıkmasıyla
sonsuz zamanın kısa bir parçasında
asfaltta filizlenmiş bir çiçek gibi
yorgunken
delirirken
inanmamak kutsalım olmuşken
avuçlarım göğe kapanmışken
başında bir siyah torba,
iki elin balta da olsa
bekleyeceğim seni.