Müzik ruhun gıdasıdır sözüne küçük yaşlardan itibaren maruz kalıp, yaş ilerlediğinde bunu deneyimledikçe farkına varmışızdır doğruluğunun değil mi? Fakat bu gıdayı sadece müziğe atfetmek bazen haksızlıkmış gibi gelmiyor mu size de? İnsan ruhunun derinliklerine dokunabilen sanatın diğer dalları da insan ruhu için birer gıda değil midir aslında? Notalar boyalara, melodiler desenlere ve hatta kelimelere, cümlelere dönüşemez mi? Benzetmelerle sanatın her dalı dahil edilemez mi sanki bu gıdaya? Aslında benzetmeler gıdaya dahil etmek için değil, zaten dahil olması gerektiği farkındalığının oluşması, bu düşüncenin yaygınlaşabilmesi, kabul görebilmesi için.


Şu dönemde festival yasakları, konser yasakları, “şu saatten sonra müzik yasak”larına maruz kalıyoruz. Sanat; diğer bir deyişle insanın ve toplumunun kendini ifade etme, anlatma biçimidir. Aynı zamanda da anlama. İnsanın kendini anlatma yoluyla toplum ruhunun derinliklerine dokunmasına neden bu kadar karşı olunur ki? İnsanların büyük kısmı zamlar yüzünden temel gıdalara erişemez olmuş veya erişimi zorlaşmış. Bu yetmiyormuş gibi bu gıdadan da mahrum bırakmak neden diye sorgulamıyor muyuz? Bu topraklarda sanat ve sanatçı neden hak ettiği yeri bulamıyor demiyor muyuz? İnsan, icra etmek istediği sanatın haricinde sevmediği ikinci bir iş yapmak zorunda kalıyor diye sorgulamıyor muyuz? İşte bu zorlamalar, kısıtlamalar, değersizleştirmeler, yasaklar zaman içerisinde bizleri hissizleştiriyor; bu gıdadan mahrum kaldıkça duygusuzlaşıyoruz. Neden bu gıdadan mahrum bırakılıyoruz? İnsanların duygularını besleyen şeylerden neden bu kadar korkuyorlar? Hissettirilmeden neden duygusuzlaştırılmaya, hissizleştirilmeye çalışılıyoruz? İnsanlar size de eskiye nazaran daha duygusuzmuş gibi gelmiyor mu? Bana ve birçok insana öyle geliyor, fakat bu durumun daimi olduğuna inanmıyorum, “inadına sanat”la bu durumun tedavi edilebileceğine dair bir inancım var. Bu gıdadan ve inançtan mahrum kalmayalım.


Büyük şeylerin küçük başlangıcı olur. 

Unutmayalım, yasaklamak yasaktır!


Yasaklardan engellerden korkma, adım at. This is the way... Sevgiyle...