Kimden alıyorsun bu, bunca gücü? 

Şu dağlar dahi önünde el pençe. 

Nasıl beceriyorsun gündüz gece, 

Zamana inat hep yenmeyi öcü. 


Rahman sabrına selamet veriyor, 

Rahdan sabrına merhamet veriyor. 

Ve belli ki bulmuşsun güzelliği, 

En güzel yapmak, onun özelliği! 


Üzerinde karla örülü kaftan, 

Dünya hapsinin son mahkûmu aftan, 

Belki sabahı en duru en saftan, 

Geçeceksin, en zor en çetin yaftan. 


Göz bebekler siyaha dönmeyecek, 

Söz verdiği bebekler ölmeyecek, 

Heyhat! Gece gülüp de sönmeyecek, 

Hayat ki güzelliği bölmeyecek! 


Ümit, tarladaki Hasan Ağa'ya, 

Değirmene düşen unda ummandır. 

Kızartılmış ekmekle bir âmâya, 

İki çift gözden savrulan amandır. 


Heyhat! Kimden alıyorsun heceyi? 

Ecele katık ettiğin geceyi? 

Sende, gizli mahkûm olan eceyi, 

Ne zaman çözeceksin şu peçeyi! 


Yazılmışları, yazılacaklara, 

Yazmadan evvel yazılmadığına, 

Ne diye yazılmazsın, yazacaksan, 

Tüm yazılmışlarda yazılanlara!


Dengin değil diye bağıran duvar, 

Rengini geri çağıran kızıl ar, 

Hepsi şahidim, imtihan gibi yâr, 

Çölüne düşmende ne aş ne su var. 


Boğulmayı delice sanmak, sertçe, 

Kumda boğulmayı dilemek, mertçe, 

Baktığımız pencereler farksız, 

Değil ki, çöl kumlarımız hep arksız. 


Aynı olmak değiştirmez, sîreti, 

Bize, sinen tek hayalet sureti. 

Yüzünün gamzeliğinde siperim, 

İn, cin şahit hayal ettiğim perim. 


Erdemini edebin ile sezdim, 

İzzeti koyup bir bavulla gezdim.

Yudumlarken en sabahı gözlerim, 

Arın şiir sandı ahın sözlerim. 


Bu semtin her şeyi senle uyumlu, 

Su ister isen şiirler kuzundur. 

Boyuna denk tutulursa olumlu, 

Bu kavak ağaçları uzundur. 


Ta ki görmek ister börtü böcek, 

Soğuğunu örtecek, örtü döşek! 

Şahin yerine geçse görecek, 

Bu cüce tüm ömrü sana örecek. 


Özler aşmış, mahpus görmüş bir sevda, 

Sözler açmış, pus örülmüş bir aşka, 

Bunca yaşanmışlık, dürülmüş yâda, 

Ya sen başkaydın ya düşlenmiş başka.


Ah! Sen, zamanında taşa vurduğum, 

Ölmeye yakın şiirle durduğum,

Her var olanı, her şeyde sandığım, 

Sen, hiçbir şeyde dayanıp andığım. 


Beşersin, nakkaşın en güzel nakşı, 

Kıymet sahibi olup onun arşı, 

Seni övmem; kuşandığın sanattan, 

Atından, bastığın şu kâinattan! 


Dünya, süratiyle bitmeye yakın, 

Rüya, üryanlıkla gitmeye hazır. 

Uykun sana sabahla akın akın,

Kandilleri yakın, hazır bir nazır. 


Geceyi biraz gündüze bağlayan, 

Bir an nefes boşluğunu dağlayan, 

Heceyi biraz dümdüze sağlayan, 

Bir an bir ses boşluğuna ağlayan.