Bu gece kalbimi gıdıkladım biraz. İnsan gıdıklanınca gülmez miydi? Bana hüzün çöktü. Sonra durmadım tabii. Hüznümü perçinleyecek şarkılarla iyice dağıttım gönlümü.
Bunları yazarken "Yaşamak Yalan Belki" isimli Türk sanat müziği eserini dinliyordum. Bestesi Sadettin Öktenay'a, güfte Turhan Oğuzbaş'a ait. Öktenay 1989 yılında, Oğuzbaş ise 1997 yılında vefat etmiş. Huzur içinde uyusunlar.
Sahiden yalan mı yaşamak ve delice sevmek, peki o yeminler yalandan mı dökülüyor dilden? Dönüp bakınca verilen sözlerin unutulduğu geliyor aklıma. Koca koca ustalar yalan söyleyecek değildi ya...
Gıdıklamaya devam ediyorum kendimi. Biz yoksa aşk deyip yanılıyor muyuz? Hayatımızı sahte yanılsamalar üzerine mi oturtuyoruz? Şarkı günümüze ayna tutuyor gibi hissettim. Yani ilişkiler öyle çabucak yaşanıp bitiyor ki ne zaman başladığını ya da ne zaman bittiğini anlamıyoruz bile. Sonra acısını yaşamadan. Neyse girmeyeceğim.
Yüzümüzü okşayan yalanların tokadını yediğimizde artık her şey yalan gelmeye başlıyor işte. Yeniden birine güvenebileceğimize dair inancımız bitiyor. Sonra her gerçek birer yalana dönüşüyor. Siz hiç yalancıların gerçeğe inandığını gördünüz mü?
Ne diyor şarkının sonunda?
"Acımasız ağını şimdi örüyor zaman
Sana inanmak kadar seni sevmek de yalan."
Gel de çık işin içinden...