Karda garip bir serçe ömrüm
Yalpalar durur bir sisin içinde
Ne gök korur, ne yer beni içinde
Denk gelirsem bir divaneye
Belki yalnız bir resmim kalır elinde
Kimsenin ne istediğini bilmediği bu cihanda
Göçmek bir hikaye olarak kalır ders kitaplarında
Benimse bir mevsimim kalmaz senin takviminde
Sen de bir ay olsan mart olurdun şüphesiz
Güvenmek mi
Bir daha asla
Azıcık gülsen yüzüme
Sevsen azıcık, ısınsa içim
Çiçek açar dallarım
Senden gebe bir yazı beklerim
Ama bilirim çok geçmeden
Kar olur yağarsın üzerime
Sonra dona çeker gecelerim
Ve ben baharı görmeden yok olan
Bir dal olurum yeryüzünde
Nasıl büyüttün bu kötü kalbi
Neyle beslendi acımasızlığın
Neyin yenilmişliğini
Neyin hırsını kustun kalbime
Bir leke miydim diye soracak oluyorum üzerinde
Ama sen de kar kadar temiz değildin yeryüzünde
Ya martta doğurdu annen seni
Ya da martta düştün ana rahmine
Kazma kürek yaktırırdı
Kapıdan baktırırdı ya hani mart
Gidişinin kapıdan vuran soğukluğunda
Yürek yaktırdın sen de.
Öyle kötüydü ki kalbin
Kanattı değdiği her yeri
İçinde bulunduğun kalp bir irine dönüştü
Belki de içimdeki kirli kanı akıtmam için çıktın karşıma
Ve ben senden kurtulup
Hazırlanıyorum şimdi tertemiz bir hayata
Ah karanlık kalp nesin ki sen şu dünyada
Bilmez misin
Koparıp atılan bir gül
Yüzlerce tomurcukla yeniden doğar hayata.
Bahar yakında...
Bitiyor martın hükümdarlığı yeryüzünde.
Sana söz,
Öyle bir çimleneceğim ki gömdüğün toprağımda
Şaşırıp kalacaksın yeniden ekilip doğuşuma
Hayata yeniden tutunuşuma
Ve bu sefer
Senin ne o kocaman ellerin, ayakların
Ne de küçücük kötü kalbin yetecek
Üzerime basıp beni yok etmeye.