Counterpoint - Compression



herkesin bildiği bir tuzaktı çabuk dost olduğumuz


ne kadar çabuk tutuştuğumuz çalı idi çırpı idi


sürekli unutabilme yerine bu işkillenme

her ne ise odaya dolan kalıp gitmemeye


bize hepsi lazımdı


şimdiden sonrası çarçabuk resmedilsin diye

senin kadrinle

ayak bileklerin yürüdüklerin görülsün

belki de görülmesin diye

şimdiye kadarı

kızarır bozarır

kendimizle kalırdık

 

sonrası için bir ürküntüydüm

başkası için onun esiri


merak bizlerin aşkı nasıl olsa tükenirdi

"kimde var ise ona verilecek"

aksileşir

huysuzluk edecekmiş gibi

ne istediğimizi biliyormuş gibi dururduk

"kimde yok ise ondan alınacak"

bizi kestirmiş gözüne

üstü kapalı sorular bunu doğrular

kimin kapısı çalınır eskiden biliyorduk


o ise çıkarıp atmış her şeyini

bir köprüden aşağı

gerçeğin aynası gevezeliği

yavaş yavaş silinen ezberiyle

durgun su birden peşim sıra söze davrandığında

susup çok az şey ilgilendiriyormuş gibi onu


peşim sıra söze davrandığında

en dipteki görüntü bozduğunda duruşunu

sabit görüntüler arasında seyirten bir şey

ne olmamı bekliyor acaba benden

kendi kendine bu soruyu sorduğunda


suyun içindeki heykellere bakıyorduk

köprüden aşağı bakıyorduk

o ince buz tabakasının altında

çok şey görmek istiyordum ilgisizliğin

zavallı görünmemek belki de

bu işi daha fazla büyütmemek için


ben öyle tahmin ediyordum


amanı zamanı her yaptığının önünde yüzen bir taş

hep aynı mesafede günahkâr görüntüsü

bazen de seni şaşırtmayan bir teklifsizlikle

gel demeden gelmiş


yüzün yeni bir yakınma firsatı ararken

masum mesafe korkar ama kaçmaz senden

bazen de yoktur


yoktur zaten diyorum


bu yokluk yüzünden vadesi yetmeyecek

vadesi yetmeyecek başbaşa kaldığımız anların

sen belki de bu yüzden her şeyi unutmuşsun

güzeller pazarından ipini sürüyerek gelişinde

şimdi bir başka türlüsü acınmanın


durumu kurtaracak bir başka türlüsü acınmanın

aldırmadan yersiz olduğuna

hissizliğine kanarak herhangi biri olmanın

tatlı sözlere boğamam seni

sen de uzun uzun düşünmüş

unutmuşsun belli ki ne diyeceğini


durumu kurtaracak aptalca bir söz yerine

inatla sorduğum bir şey alıkoyacak değil ya seni

iki büklüm ulaşmış doğum saatine

ilk çığlığına ben yetiştiriyorum onu

kimse ayıplayacak değil ya beni


biliyorlar

zaten bilsinler istiyorum

şart değil ya kendimizi getirmemiz

kaybolduk deriz


köprü tuzakların görünmemesi

köprü kemiklerin gömülmemesi ise oraya

bu sadece benim bilmem gerekenlerden

yaşıyor olamazsın ya şu anda


o boş zamanlarından bir parçasını

hışmını tatmak için dolaşıyorken ben

kaybolduk deriz


şerrin gizli menziline

şart değil ya o köprüden geçmemiz


daha doğmadı

daha hiç doğmadı

belki de hiç doğmayacak deriz



*



Boyun Tutulması



sabit bakışlı bir kedi resmi

hep aynı merdivenden inene

ben ne istediğimi biliyorum

sen bana ne isteyebileceğimi söyle

kapkara bacalar arasından kıvrılıp

uzadıkça uzayan bembeyaz bir kuyruğun peşinde

ipincecik gölgesi

gel pisi pisi


...


en berbat durumdakiler

kurtarıcıdır asıl


parasız kızların taktığı çirkin kolyeler gibi

sahte ama yine de teselli verici

onlara benzer bir piyano konsol

kendini seyreden çalgı her aynada

berbat duruşu en büyük iltifatı bu odaya

hafızasında hep berbat bir melodi

ya da sabit bakışlı bir kedi resmi

aşk dilenciliğini yücelten


gel pisi pisi



*



Sağa Sola Bakıp Durma



bitmeyen bir açık artırmayı izlerkenki

kaçırdığım neler var endişesi


aynı şeyi diyorlar sende tiyatro zevki var

doğuştan izleyici temiz fikirlerin var

ama sular kirli senden sızan sular hep kirli

tadına bakarsın tuzlu kirli

bir yumurtanın yüzyıllarca

yumurta kalabilmesi gibi


yargıç yüksekte oturmasa

tek bir soru bile sormasa


arkadaşlar

köprüden atlama konusuna dalmış


arkadaşlar köprüye gidip saatlerce

bir intihar olayı yakalayabilmek için

öyle bakıp durmasa

bitmeyen bir açık artırmayı izler gibi


içlerinden biri kalkıp atlasa