Ne kadar varsam o kadar
Nefret ediyorum sizden
Varlığınızdan muzdaribim
Varlığınız o denli diş bileyletici,
O denli kasvet burgaçları doğurucu ki;
Yokluğunuz dahi kesemiyor önünü
Sizler kaçak fildişi saraylarında,
Kan ve hak yakıtlı siyah makam araçlarında,
Altında katliam yaratan enkazların üzerinde
Bardaktan boşanırcasına hakaret yağdırırsınız
Kelebeklerin alacalığından korkar,
Akreplerin ve yılanların ve dahi ısırgan otlarının
Zehrinden medet umarsınız
Şık takım elbiselerinizin altından nasıl da neler akıyor
Nasıl da görüyoruz hepsini
Öyle de güzel görüyor ve susuyoruz
Ancak yeminler olsun
Çocukların alnından akan kan ve terin,
Gözyaşını yalan davanıza meze ettiğiniz eşarbıyla silen annelerin,
Hatta ne,
Yeryüzü ile
Utanmasanız ellerinizle üzerimize düşmesin diye tuttuğunuzu söyleyeceğiniz göğün,
Ve arasında akla ne gelirse;
Arıların, takaların, küpeştelerin,
Umutların, isyanların, mavilerin
Üzerine
Altını çize çize üzerine
Yemin olsun ki
Güneş'in doğuşunu el ele seyredeceğiz
-Güneş'e de yemin olsun-
Kentlerde bir devrim marşı ezberleyeceğiz
Kalemler bir direnişin önderliğine ayaklanıp ihtilal yazacak
Korktuğunuz her şey olup başınıza geleceğiz!
Kork; biz kaçınılmaz, biz geleceğiz!
Sizler kaçmaya çalışırken yolunuza güller sereceğiz
Ayaklarınız kanayacak
Sizler özel uçaklarınıza koşar adım hücum ederken
Başınıza talih kuşları konduracağız
Pahalı takımlarınız pislenecek
Ettiğiniz büyük hizmetlere teşekkür olarak
Demirden bileklikler armağan edeceğiz
Ağlayacaksınız
Ağlattığınız kadar
Ömrünüzün kalan her baharında
Ağlayacaksınız
Dökülen yapraklar kadar
Dört duvarda saatten bihaber geçireceğiniz her gece
Ağlayacaksınız
Bardaktan boşanırcasına
Ben o zaman
Sizlere gram üzüleceğim
Hepsi bu
Yalnızca gram üzüleceğim
O da benim törpülediğiniz vicdanımın ayıbı olsun