Ben kış desem yaza vururdu içim

Bir türlü denk gelemeyen her şey benim için

Uzun köprüler kurardı hükümet

Yağmurlar sel alırdı mayısı

İşsizlik tavan yapardı

Ben sola gideceğim desem sağa girerdi içim

İlkin bir şey yok derdim

Sonra aklım hep onda kalırdı

Ağaçlı bir yolda yürüyen

Sağa doğru saçları düşmüş bir kadın

Ben kadını öyle severdim diye içim

Elbette hasretini çekerdi toplanmış bir saçın


Ben çöl desem serap, çiçek desem diken

Haykırmak istesem boğazıma dizilen,

İlmeğini kendi attığım ipekten sözler.

Hani derler ya

Her kuşun bir dalı

Hani derler ya her çiçeğin bir toprağı vardır

Yeryüzünde ve gökyüzünde

Kendine yabancı birinin içinden

Daha güvensiz bir yer yoktur

İnsan için

Bunu da ben söylerim


Ben ateş desem yağmur

Tüfek desem bahar

Anlamadım şu içimdeki sesin benimle ne zoru var

Olmazların peşinde sahici bir inanış

Vakitsiz günleri adımlayan bir uslanmazlıkta

Bir ayağı geçmişte bir eli belki hiç yaşanmayacak günlerde

Kaybolup dururken

Ne güneşi doğuran ne de uyuyan

Bir tedirginlik içinde

Bunca olmamışlığı nasıl olmamışlığa bırakamam


Ben delilik desem değil

Utanç desem içim sızlar

Bir şeyin acısını çıkartmak ister gibi

Yaşanan dünlerin kefaretiyle

Üzerime usulca düştü dağlar

Anladım ki yeryüzünde kendim kadar

Bir karıncayı bile incitmemişim


Bugün artık lüzumu yok sormanın

Çünkü anladım

Yaşayan herkes hür değil

Seven herkesin kalbi yok

Tutsak olanların hepsi prangalı değil

Ve her deniz mavi akmıyor

Bugün artık lüzumu yok sormanın

Ben mi düşmanım içime

İçim mi bana düşman

Çünkü anladım, onca yol onca zaman

Yüksüz olması gereken sözlerin

Kendi mahşerini arayan

Yüreksiz taşıyıcısı olduktan sonra bile

Bir yeri olabilirmiş bu dünyada insanın

-Kendi içinde sulhu bulmuş olanın-


Siz artık kim iseniz

Güneşi de sizin olsun gecesi de

Büyük yalnızlıkları cebime doldurup

Işıklara da savaş açtım karanlığa da

O hiç gitmez duyguların altında kalmaktansa

Cümle mahlukatın cümle derdin yükü omzuma konsun

Yatacak yerim de olmasın, konacak bir dalım da

Bu saatten sonra

Kuş olup uçacak değilim ya

Dinlemek isteyen birisi varsa konuşacak biri elbet bulunur

Hani derler ya

Sahi ne derler

Artık dinlemeyeceğim

Üstüme çökse de bu dünya

Bir tek gün yalnızca

Bir tek gece

Bir tek kendimle barışsam yeter

Hiç değilse

Salkım söğüt yetiştiririm mezarımda

Huzur içinde