Gözlerim gündüzünde zifiri oluyor
Zihnimde dönen yıldızlar eşliğinde
Sözlerim peş peşe sıralanmış yarış atları gibi
Diziliyor kursağımda
Kalbimdekiler, en derindekiler
Denizin içinde gün yüzüne çıkmış bir fosil gibi
Saklanmışlar, kaçmışlar
Ürkütücü sesler duyar gibi
Kendilerinden kaçıp bana sığınmışlar
Bardağımda kalan son damla
Maziyi yoklar gibi
Dans ediyor bedenimle
Sevdiceğin ceketini koklar gibiyim
Kendime yaptırdığım rezervasyonun fişi elimde
Bir yara hatırlıyorum
Tuz bastıkça yabancılaşıyorum
Yalancı mevsimler getiriyor bana
Dört mevsimi birden yaşatır mı bir yar
Ben böyle güzel bir diyar görmedim
Kaderimle cilveleşen birileri var
Acılardan beslenerek ayakta kalıyorum
Sindirerek anlıyorum tükenmeyen kalemimi
Ben bu dünyadan değilim
Ben kimsenin kaderi değilim, bırakın beni
Kendi kendime yetinmeyi çoktan öğrendim
Sert bir poyraz esiyor nereden estiği belli
Sessizliğin öncesindeki fırtına sokuluyor yamaçlarıma
İtiyor beni farklılıklarımdan
Yalnızlığıma çekiliyorum çıkarcıları bir bir itip
Perde arkasına çekilenleri seyrediyorum
Gölgemde kalan düşmanlarımla birlikte
Biliyorum, biliyordum, bekliyordum
Ön sözünü okumuştum bu olacakların
Yakınımken siz, son yalanlarınızı duymuştum