tek başımayım

her an yaralanan, soyut

ama sebepsiz ruh danslarıyla


gerdanım için kurtuluş duası

dinmeyen bekleyişin sırtında

senin yatağın

senin ay ışıltısı

senin ağlamak

sevmeksiz gözlerin


kırmızı günbatımı vakti

baktığım ne ki

gördüğüm bükük boynun

beni bu ihtimalle

şafaklara saçlarımdan bağlama


sen nasıl

her şeye bir iç kırığısın

ağzım gibi yumdum ellerimi

ikimiz de iğrenciz, ışık sönük

ruh danslarının iç kırığı

gecemin eşiğinde durma artık, buyur


hakikatin cenazesini

indir biraz sırtımdan

gece buz

sesin değişken bir nehir

onun da durmaksız

tedavisizleşiyor iç kırığı


yorgunum

sesin değişken

öldürücü bir nehir

hâlâ içimi kırıyor

aklım ermiyor.