bir müzik: Eleni Karaindrou - Adagio, Father's Theme
i.
dağınık yatakta yan yana duran iki yastık
üzerinde şişkin beden.
cereyan yapsın diye karşılıklı açılan pencereler
on dokuz yıldır sönmeyen şehir trafosundaki ampul
damarlar, odalar
paltosuz vestiyer.
sabahayazı.
hayır, oturmayacağım.
böyle yaslanıp duvara halıdaki desenlere bakacağım bir süre daha
külrengi tüllere, bez değmemiş pervaza
konteynerler boşalmadan önce kahvaltıya çıkan kedilere
parklara, yenidünyalara.
korku ve kötülük dışında
anı bırakmayan,
sıvaları dökülen bu kelepir gecekonduya.
parmağımı uzatacağım bir büyük boşluğa
ve oraya.
ii.
bana dedin ki eskiden deden otururdu bu koltukta
dün ben oturdum
bugün sen.
hayır, oturmayacağım.
kırgınım sana.
her kapı açılışında heybetinle cesarete küstüren
başkalarına susup da göz göze geldiğimizde
alaşımlı ellerinle yüzüme bir tokat indiren
sonra yemeğini yiyen, sigarasını içen, rakısını yudumlayan
meyve olmadığında karısını döven,
yetinmeyip akşam postasını halleden
hayır hayır.
her allahın günü aynı saatte evden çıkıp
akşamları kahvehane köşelerinde kumara düşen
bakmayı yaşamak sanan
babanın hayatını bana devredince çekip gideceğini düşünen.
hayır, oturmayacağım.
böyle iyi.
iii.
sen yorgundun zaten
şaşmamalı böyle nefessiz yatmana.
ayaklarını bir gün olsun basmadın toprağa
bir çiçeğe dokunmadın örneğin dalında.
görmedin hiç iklimleri ve ay tutulmalarını.
beni de hiç dinlemedin.
senden zerre taşıyorum diye kimseye aşık olmadım
ve neden kapı kenarında oturmak istemediğimi
hiçbir öğretmenime açıklayamadım.
en yakınken son çıktım teneffüslere
kantin sırası gelmeden zillere yakalandım.
dokuz yaşındaydım ve bazı günler kaçıp gitmek istedim.
on aynı onbir aynı oniki aynı onüç.
ben, bir kuşun kanatlanışını yüksekçe bir buluta
mevsimine dönen küçük kırmızı kiraza
kimsenin olmadığı yere uzattığım parmağa
ölü evinde açmak istediğim televizyonlara.
sana kalsa hepsi itlik.
ama değil
bu başkaldırma.
iv.
hayır, oturmayacağım
lütfen sen de kalk.
işte sokak işte günaydınkuşları
işte betonçiçekleri işte çöp kamyonları
nice renk var ressamlar yapıyor kalk da bir bak.
uzunca, telaşsız, mavi bir gök çek içine
ve de ki: bakmak değil
bu yaşamak.
bu güzel. yeşil, çimen, deniz, ağaç.
ve de ki: her şey dümdüz evlat,
korkma yanlış yola sapmaktan.
toprağa karışınca ne farkın kalacak atlantis'ten ya da mu'dan?
bu öğüt.
ya da
boş ver.
giderim zaten birazdan.
öğrenmem gerek defin işlemlerini.
*ıslık çalmak istiyorum.
Esrik
2021-08-18T17:49:46+03:00Yemin ediyorum aglamamak için kendini zor tutuyorum. Harika bir şiir olmuş harika!
Muhammed Dalpalta
2021-06-19T18:52:11+03:00Ozan hocam gerçeklikten taviz vermeden, koca bir hayatı şiire dönüştürmenize imreniyorum. Bunu çok başarılı bir şekilde her şiirinizde görmek mümkün. Şiir okumuyor da bir hayata en yakın yerden tanık oluyormuş hissiyatı veriyor. Gerçekten çok kuvvetli bir şiir olmuş. Emeğinize sağlık.
Ozan Kapağan
2021-06-15T10:47:36+03:00Hepinize tek tek cevap vermek isterdim ama herkesi bildirimleyip de rahatsız etmek istemiyorum.
Sevgili Gül Kurusu, çok teşekkürler, şartlar el verdikçe yazmaya devam etmek istiyorum. :)
Sevgili Utku, beğenmene çok sevindim, değerli yorumun için çok teşekkürler. :)
Sevgili Ali, ne oluyorsa evlerde oluyor zaten, evlerin hafızası hep taze. Çok teşekkürler yorumun için. :)
Sevgili Atakan, beğenmene sevindim, çok teşekkürler. :)
Sevgili Aylin, değerli yorumun için çok teşekkürler. :)
Sevgili Berayişeyda, ben de senin içeriklerinden aynı hazzı alıyorum emin ol, beğenmene çok sevindim. :)
Sevgili Yavuz, değerli yorumun için çok teşekkür ederim, var ol. :)
Sevgili Emine, çarpıcı bulman, etkilenmen beni mutlu etti, çok teşekkürler. :)
Sevgili Kayra, dengemi sağlamaya çalışıyorum ve bazen uzun süre beklemem gerekiyor içime sinen bir şiir çıkarabilmem için, umarım bir sonrakini daha yakın zamanda okuyabilirsin, çok teşekkürler değerli yorumun için. :)
Sevgili Yasemin, çok teşekkürler, eline sağlık yorumun için :p
Seyfo'cuğum, ne zaman istersen, senin işlerine saygım sonsuz. Onur olur benim için, çok teşekkürler. :)
Sevgili Vedat, değerli yorumun için çok teşekkürler, var ol. :)
Sevgili Fatotes'ciğim, çorap beğenip almanın bile bir öyküsü olduğuna inanıyorum ve bunu şiirlerde en üst seviyede tutmaya çalışıyorum. Çünkü şiir bu. Çok teşekkürler güzel yorumun için. <3
Fatotes
2021-06-15T08:40:27+03:00Şiirlerini öyküsel kurguyla yazmanı çok başarılı buluyorum, apayrı bir haz alıyor insan. Ben buna Ozan Kapağan kalitesi derim, kalemine sağlık dostum.
Vedat duygun
2021-06-15T08:17:31+03:00kimsenin olmadığı yere uzattığım parmağa
Derdin eksilsin de sen yine yazmayı bırakma. Ellerine sağlık Ozan.
Seyfullah Özalp
2021-06-15T02:25:38+03:00Ozan hocam, kısmet bir gün bu şiiri de seslendirmeyi çok isterim. Şiir içimden geçti yahu!
Yasemin Çargıt
2021-06-15T02:15:55+03:00Çok keyifliydi yine. Kalemine aferin, aklına bravo Ozan hocam. :)
Kayra Neşad
2021-06-15T01:24:15+03:00Senden bir şeyler okumayalı epey olmuş :) Bu şiire ara sıra düşeceğim gibi duruyor
Emine Güler
2021-06-15T00:07:45+03:00Çarpıcı bir şiirdi. Etkiledi beni. Tebrik ederim. 🌺
Yavuz Türkmen
2021-06-14T23:43:52+03:00Çok etkileyiciydi... Dişlerimi sıka sıka, burnumdan soluya soluya okudum.
Aylin Balcı Çevik
2021-06-14T23:24:22+03:00Okurken hissettirdikleri boğazımda yumru. Ne desem eksik kalacak bu şiir için, çok güzel. Çok.
Atakan Aydın
2021-06-14T23:14:22+03:00Bu baş kaldırma, çok beğendim
Utku Koçlar
2021-06-14T22:55:33+03:00Tadı damağımda kaldı. Ara ara gelip okumayı düşünüyorum. Aklına sağlık. :)
Gül Kurusu
2021-06-14T22:52:03+03:00Her bir satıra çokça kalp Ozan. Bayıldım ben bu şiire. Yine, yeni ve yeniden hep yaz.