Şaşardınız,

mürekkebi değdirseydim

-eğer-


Hiç doymaz mesela, takvim

yapraklarca sindirim sızısı

sonrası yitkin-


Deriştikçe ağrılaşan kırıntılar silkelendi

nefes arası pencerelerden

süzüldü parçalarım boşluğa...

Yirmi beşi seneydi

ortasında devrildi ellerim.

Ne acınası hesapsızlık

Vah ki -sadece sana-


Şaşardınız,

görüyü doldursaydım

-olsa-


İlmeklendi göğ ananın parlak saçları

tenimin perde aralarında

şimdi:

çukurlarıma karaltı hâkimiyeti,

ışığı kırmak,

kırdıkça odakta toplamak..

O kindar bakışlar,

büyümesi gereken merceklerimi

karanlıklara evlat yapar.


Laf aramızda:

-yaşam demişken-

Bu iş,

benden aşar.