235

Forbereth elli urifieli, Iraesta’ya buyur etti

Orada kendisinin bildiği her şeyi öğretti

Kutlu Üçler ve geri kalan kırk yedisi birden

Hepsi kulak vermişti, Işığın Efendisi’ne

 

236

Böyle demişlerdi Forbereth’e, Işığın Efendisi

Güneş ve yeşillik ve ağaçlar ve kuşları

Öğretmişti hepsini ve elbette bu düzeni

Bir melodi gibi işlemişti içlerine bu ilim

 

237

Günler geceyi, geceler günü devirdi lakin

Forbereth ile urifielin sohbeti bitmedi

Doğu göğünden bahsetti onlara Forbereth

Oradan uzak durmaları gerektiğini de ekledi

 

238

İçlerinden en meraklısı, ismi Linis sordu

“Neden Doğu göğünden uzak duralım?

Neden keşfedilecek yeni şeyler varken

Kendimizi bu nimetlerden geri bırakalım?”

 

239

Forbereth bir süre sessiz kaldı bu suale

Neden sonra gözlerini çevirdi Linis’e

“Sevgili oğlum, ışık nuru, Doğu’dan uzak durun

Çünkü orada bir musibet yatmakta nicedir

 

240

Kardeşim Nosgometh, tekin değil fark ettim

Ya beni kandırdı yahut kandırılmış kendisi

Ne amaçlar peşindedir, nedir tasarladıkları

Bilmiyorum fakat yüreğim huzursuz ve şüpheli”

 

241

Linis, dinledi Forbereth’i ve cevap verdi:

“Nosgometh, kardeşiniz, ne kötülük yapmış ki?

Bu denli kuşkulu ve şüpheli olmanıza sebep

Ne suç işlemiştir ki, Doğu’dan çekinilecek?”

 

242

Forbereth bu sualin ardından bir müddet duraksadı

Neden sonra yanıt verdi meraklı Linis’e

“Kardeşim benimle, yürümedi hiç Dünya üzerinde

Ayrıldı benden ilk fırsatta ve yürüdü Doğu’ya

 

243

Ben de yalnız bir başıma, dolaştım toprakları

Bu bulunduğumuz ormanda bir ağaca rastladım

Tuvum idi adı ve güzeller güzeliydi

Ordellia koydum ismini ve beraber gezindik

 

244

Ne var ki bir musibet, aldı benden Tuvum’u

Zehirledi ağaçları ve toprakları ve denizi

Neden sonra dinince yağmur Nosgometh belirdi

Zaman denen ırmağı harekete geçirdik

 

245

Derken Tuvum’u yeniden görmeye geldim

Lakin bir yağmurla bir uyudu bir daha uyanmadı

Ben de Doğu’ya yürüdüm, bu onun fikriydi

Karşılaştığım nahoşluk, hiç hoşuma gitmedi

 

246

Doğu’ya bir hisar yapmış, granitten ve kayadan

Kapkaranlık bulutlarla çevrili yamaçlardan

Ortasına bir taht kurmuş heybetli ve dehşetli

Tekinsiz bir yerdi ve nedense ürperiverdim

 

247

Tam anlatırken olanları ve düşüncelerimi

Kalbimdeki bu huzursuz teklemeyi

Siz çıkageldiniz neyse ki, gökyüzünden, ışıktan

O karanlık ve kasvetten, atıverdim kendimi bir anda”

 

248

“Nosgometh olmasaydı” dedi Linis usulca

“Bizi görebilecek miydin entu areth* acaba?

Hem zamanı başlatıp Dünya’yı dahi gözden çıkardı

Sevgili Tuvum annemize kavuşman için”


(*) entu areth; Linis’in burada söylediği şey “sevgili baba” anlamına gelen bir saygı ve sevgi ifadesidir.

 

249

Forbereth duraksadı, Linis’in söyledikleri karşısında

Belli ki doğruluk payı vardı, yalan diyemezdi bunlara

Kardeşi Nosgometh, Tuvum’u diriltebilmek uğruna

Dünya’nın sonlu ömrünü başlatmıştı kardeşinin hatırına

 

250

Linis, gözlerinde merak ve kuşkuyla,

Baktı Forbereth’e bir cevap umarak

Ne var ki Forbereth Linis’e bakmadan

“Doğu’dan uzak durun” demekle yetindi


251

Linis’in yüzü asılsa da Forbereth’in kararı kesindi

Bu elli urifiel, çocukları gibiydi

Onları her türlü musibetten korumaya ant içmişti

Çoğu çocuk gibiydi, meraklı ve şüpheci

 

252

Iraesta Ormanı, ışıkla dolup taşmıştı

Urifiel, Forbereth’in etrafında toplanmıştı

Günlerce ve gecelerce anlattıklarını dinlediler

Tuvum ile ilgili öykülerle büyülendiler

 

253

Forbereth Dünya’yı anlattı da anlattı

Urifiel Forbereth’in ışığıyla aydınlandı

Gece dahi gündüz gibiydi ışıklarıyla hepsinin

Forbereth öykülerini melodilerle birleştirdi

 

254

“Şarkı” dedi Forbereth “kutlu notalardır

Sevgili Tuvum Ordellia’nın bana armağanıdır

Onunla çok kere söylemiştik şarkılar

Ne yazık o güzel sesini, hiçbiriniz duyamayacak”

 

255

Ve sonra notaları öğretti Forbereth, urifiele

Ve her nota daha büyüledi kanatlı ırkı

Masmavi gözleri heyecanla titreşip ışıldadı

Keyifle dinlediler ışığın musikisini

 

256

Forbereth, Tuvum için yaktığı ağıtı söyledi

Bir rüzgâr esti, ağaç yaprakları sildi süpürdü

Ve Iraesta da mırıldanarak eşlik etti ağıda

Pek sevgili Tuvum’un naçiz hatırasına

 

257

“Gördünüz mü çocuklarım, ağaçlar da katıldı

İşte bu melodiler, ağaçların dilidir

Tuvum gibi, niceleri, konuşmayı bilirdi

Zaman geldi nehir aktı, pek çoğu lâl oldu”

 

258

Böylelikle öğretti Forbereth, ağaçların dilini

Çok sevdiği Tuvum’un, çok sevdiği ezgisini

Bu dünyada yaşayan, yetişen ve büyüyen

Ne varsa öğretti bir bir, çocuklarına güneşin